Degerli egitimci arkadaslarim, degerli basin mensuplari, Sözlesmeli ögretmenlerin kadroya alinmasi talebimizin yani sira sözlesmeli ögretmenlerin zorunlu hasretine son verecek düzenlemenin yapilmasi çagrisinda bulunacagimiz basin toplantimiza hos geldiniz. Kamu hizmeti yapmanin, gelecegin nesillerini yetistirmenin övüncünü yasamak isterken, ayri kaldigi ailesinden, hasret kaldigi çocugundan baska düsünecek bir sey birakmayan adina sözlesmeli ögretmenlik denen istihdam türünün olusturdugu magduriyete artik dur denilmelidir. Asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerinin kamu görevlileri eliyle yürütülmesine iliskin anayasa hükmüne ragmen, temel ve vazgeçilemez bir kamu hizmeti olan egitim-ögretim hizmetinin, ayni unvanda kadrolu statüde istihdam olmasina ragmen sözlesmeli ögretmen çalistirilmasi suretiyle gördürülmesi gibi kabulü imkânsiz ve yanlisligi tecrübe edilmis bir istihdam pratigi ortaya konmustur. Sözlesmeli ögretmenlik, kabul edilmis hatanin tekrari, geçmis sikintilari unutmanin, ayni kisir döngüyü yeniden kurup birçok degeri heba etmenin adidir. Türkiye, 2005-2011 tarihleri arasinda sözlesmeli ögretmen istihdami deneyimini yasamistir. Kurum içi çalisma barisinin bozulmasi, ögretmenlerin verimliliginin düsmesi, Millî Egitim Bakanligi’na ve egitim politikalarina olan güvenin azalmasi, sözlesmeli ile kadrolu ögretmen arasindaki özlük haklari farkliligindan dogan dava yükü ve hukuki karmasa gibi egitim-ögretim ortamini olumsuz etkileyen sebeplerden dolayi 2011 yilinda sözlesmeli ögretmenlige son verilmistir. Aradan geçen zaman zarfinda ne degisti de bugün sözlesmeli ögretmenlik dayatmasinda israr ediliyor. Sözlesmeli ögretmenlerimiz halen is güvencesi, sosyal güvence statüsü, vergi dilimi, net ek ders ücreti, kademe-derece ilerlemesi, görevde yükselme, unvan degisikligi, mazerete ve istege bagli yer degisikligi, yurt disi egitim ve görevlendirme, harcirah, dil tazminati, norm kadro fazlaligina dayali süreçler, net hazirlik ödenegi gibi, ayni okulda ayni sinifta ayni isi yaptigi kadrolu ögretmenlere saglanan haklardan faydalanamamaktadir. Sözlesmeli ögretmenlik uygulamasi anayasal haklari sinirlamakta; aile bütünlügünü bozmakta, esleri birbirinden, çocuklari da anne babalarindan 4 yil boyunca ayri birakmaktadir. Aile bütünlügünün korunamamasi ögretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Bu da dogrudan egitimde verimliligin düsmesine neden olmaktadir. Bugün geldigimiz noktada sözlesmeli ögretmenlik, ögretmenlerin isi ile esi arasinda tercihe zorlanmasinin, hakli taleplere, geçerli mazeretlere duyarsiz kalmanin tezahürü olan yanlis istihdam politikasi tercihlerinin vücut bulmus hâlidir. Kamu istihdam politikalarina yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin is ve iç huzuruna kavusmus, anayasal haklari tesis edilmis kamu personeli eliyle yürütülebilecegini görmelidir. Anasindan babasindan ayri büyüyen çocuklarin aile hasretine son verecek, ögretmenleri, egitimcileri isi ile esi arasinda tercihte bulunma dayatmasindan kurtaracak adimlarin atilmasini talep etmek ve gerçeklestigini görmek en dogal hakkimizdir. Mutlu, yerinden ve isinden memnun ögretmenler demek, istihdamda güçlük çekilen yerlerde egitimde kalitenin ve basarinin artmasi demektir. O hâlde, ucuz isçilikten farksiz ücretli ögretmenlik ayibina, aileleri bölen, ögretmenin zihnini ailevi sorunlarla mesgul eden, ayni isi yapanlar arasinda sosyal hiyerarsi üreten, hak ve ücretlerde haksizliklara firsat veren sözlesmeli ögretmenlik uygulamasina son verilmelidir. Personel sisteminde bir devrim yapilmali; is güvencesi için, esit ise esit ücret için, çalisma barisi için, emekte performans, hizmette yüksek kalite için, bütün kamu sistemi kadrolu istihdamda birlestirilmeli, adaletsizlige son verilmelidir. Egitim-Bir-Sen olarak, yetkililerden, sözlesmeli ögretmenlerimizin zorunlu hasretine son verecek, egitimcileri ailelerine kavusturacak adimi atmalarini, ara tatilde tayin hakki vererek yüzleri güldürmelerini istiyor ve bekliyoruz.
Yorumlar
Yorum Yap