Gözden kaçırmayın

AFYONKARAHİSAR BELEDİYE BAŞKANI BURCU KÖKSAL´IN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJIAFYONKARAHİSAR BELEDİYE BAŞKANI BURCU KÖKSAL´IN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI

TÜRKIYE TERÖRLE MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEKTIR   Adalet Bakani Bekir Bozdag, Ankara Bölge Adliye Mahkemesini ziyaret etti. Bozdag, burada yaptigi konusmada Istinaf Mahkemeleri ve terörle mücadele ile ilgili önemli açiklamalarda bulundu. Bozdag'in açiklamasindan basliklar söyle:   ISTINAF MAHKEMELERI “20 Temmuz 2016 tarihinde fiilen göreve baslayan Bölge Adliye mahkemeleri için biz bir tören tertip etmistik. Sayin Cumhurbaskani'mizin  da katilacagi bütün devlet protokolünün katilacagi bir tören planlamistik. Ama maalesef yasanan silahli ve kanli 15 Temmuz darbe tesebbüsü nedeniyle bu toplantiyi gerçeklestirme firsati bulamadik. O nedenle bugünkü bu ziyaretimiz istinaf mahkemelerimiz bakimindan ziyaret ettigimiz ilk faaliyetteki istinaf mahkememizdir. Ankara’mizda görev yapan bütün daire baskan ve üyelerini ayri ayri tebrik ediyorum kolayliklar diliyorum, basarilar diliyorum. Zor bir görevi üstlendigimizi biliyorum. Ama bunu basaracaginiza olan inancimi da huzurlarinizda ifade etmek isterim. Istinaf esasinda Türk yargi tarihinde büyük bir milattir. 1924’e kadar hukukumuzda olan istinat 1924’te kaldirilmistir. O günden bugüne pek çok Yargitay baskani adli yil açilisinda konusma yapiyor ve bu konusma yapan baskanlardan 17 baskan istinafin yararina gerekliligine Türk yargisina kazandirilmasinin önemine vurgu yapmis. Dönemin iktidarlarindan parlamentosundan sürekli istinafi talep etmis. Ancak geçen zaman içerisinde bu konudaki adimlar atilmamis. Ilk istinafla ilgili kanun tasarisinin 1932 tarihinde hazirlandigini görüyorsunuz. Çok eski bir tarih. Ikinci tasarinin 1948 tarihinde hazirlandigini, üçüncü tasarinin 1952 tarihinde hazirlandigini görüyorsunuz. Geçmis dönemlerdeki bütün iktidarlar döneminde neredeyse istinaf hem iktidarlarin hem de parlamentonun gündeminde olmus ama maalesef degisik gerekçelerle bu tarihi adim atilamamistir. 2004 yilinda çikan yasayla adli yargida 2014 yilinda çikan yasayla da idari yargida istinaf kanun yolunun önü açilmis ve istinaf mahkemeleri kurulmustur. Ben istinaf mahkemeleri diyorum zira bölge adliye mahkemeleri biraz bana isin özgül agirligi ile isim olarak pek uygun gelmiyor gibi geliyor. Bilmiyorum ne diyor arkadaslarimiz ama eger sizler de uygun görürseniz insallah ileride bunun adinin sanina yarasir bir sekilde istinaf mahkemeleri olarak koymamiz sanki daha dogru olacaktir. Çünkü bölge adliye mahkemesinden ziyade halk da buna istinaf mahkemesi diyor. Halk arasinda da öyle görev yapanlar arasinda da öyledir. 2004 yilindan 20 Temmuz 2016’ya kadar istinaf faaliyete geçiremedik. Bina dendi yardimci personel dendi, hâkimin savci dendi, mesele yeni dendi, nasil yagacagiz dendi. Velhasil kelam mazereti mazerete ekledik. Gerekçeyi gerekçeye ekledik. Sürekli faaliyete geçme tarihini uzattik. 2016’da artik mazeret yok. Biz istinafa geçecegiz, zira eger mazeret aramakla biz mazeretleri tükettikten sonra bu adimi atalim dersek biz ölene kadar bu mazeretler bitmez. Bizden sonra da bitmez. Baskalari da yine mazeretler üretir. Onun için bu isi basarmak için mazeretleri bir tarafa koyacagiz elimizdeki imkânlari en iyi sekilde kullanip bu adimlari atacagiz.  YARGIDA TARIHI REFORM HSYK kararini aldi. Resmi gazetede yayimlandi. Herkes kendini de bagladi. Sonuçta da 20 Temmuz’d faaliyete geçti. Bu nedenle 20 Temmuz 2016 tarihi bana göre Türk yargi tarihinde 1920’li yillarda Cumhuriyetimizin basinda yapilan büyük yargisal reformdan sonra ikinci büyük yargi reformudur. Reform tarihidir degisim tarihidir milat tarihidir. Çünkü yargi sistemimiz 1923’te cumhuriyetin ilanindan sonraki süre içerisinde bastan asagi yenilenmis mevzuatimiz yenilenmis, yeni bir düzen ve anlayis üzerine insa edilmis. Aradan geçen zaman içerisinde olana bitene baktigimiz zaman ise yargi sisteminde esasinda rötuslar yapilmis. Bir reform niteliginde degisiklikler düzenlemeler yok. Gerçek anlamda reform istinaf mahkemelerini kuran kanun ve istinafi faaliyete geçiren adim iste buradaki kadro ve bu adimin ilk atilisi olmasidir. O nedenle istinaf tarihi bir adimdir yargimiz için son derece büyük bir reform büyük bir degisimdir. Onu anlatamadik çünkü Türkiye’nin gündemi istinafin her zaman öne çikmasina maalesef engel oldu. Ama ben inaniyorum ki istinaf mahkemeleri çok büyük isleri basaracak. Demin bassavcimiz baskanimiz ifade etiler. Gelen dosya sayilari çikan dosya sayilari baktigimizda ise çok büyük bir basariyi görüyoruz. Alti buçuk gün içerisinde ortalama karara baglanan ceza dosyalari, dört buçuk günde karara baglanan hukuk dosyalari bugüne kadar milletimizin sikâyet ettigi geciken adalet adalet degildir anlayisini en büyük cevap olusturacaktir. Yarginin hizlandirilmasi bakimindan tarihi bir görevi burasi ifa edecektir. Bazilari tam tersini söyledi. Istinaf yargilamayi uzatacak dedi. Bir de Yargitay’in Danistay’in arasina istinaf konusacak bu da isi uzatacak dendi. Ama isin gerçegi istinaf yargilamayi hizlandiracak adaletin zamaninda tecellisine en büyük katkiyi sunacaktir. Bu rakamlarda görünüyor Türkiye genelinde istinaftan çikan kararlara baktigimizda ise orada da ayni sekilde görülüyor. Cezada su anda gelen dosyalarin yüzde altmis besi hukukta ise yüzde yetmis iki buçugu üç buçuk ay içerisinde karara baglanmis. Ayrica istinaftan sonra Yargitay ve Danistay süreçlerine baktiginizda idari yargida yaklasik yüzde seksen dosya istinafta kesinlesiyor. Hukuk davalarinda yüzde seksen dokuz, ceza davalarinda yüzde doksan bir istinafta kesinlesiyor. Bu ne demektir? Yargitay’a daha az is gidecek Danistay’a daha az gidecek ve yüksek mahkemeler gerçek vasfina içtihat mahkemesi vasfina dönüsecektir. Bu da son derece önemli bir fonksiyonu Yargitay ve Danistay’imizin icra etmesine yol açacak esasinda hem Danistay’imizin hem de Yargitay’imizin kurulus felsefesine gerekçesine uygun gerçek anlamda içtihat mahkemesi vasfini kazanmasina yol açacaktir. Ayrica istinaf dosyalarin daha iyi incelenmesine neden olacaktir. Yani bir dairede otuz bin kirk bin dosyayi düsünün. Bütün bu dosyalarin hepsini Yargitay ilgili dairesi üyelerinin tek tek tetkik o kadar kolay degil. Ama Türkiye’deki her tarafa yayilmis istinaf ceza dairesi, hukuk dairesi, vergi dairesi idari dairelerle beraber yirmi bin dosyaya bakan daire sayisi hem ülke geneline yayilmis oldu, hem de sayisi katlanmis oldu.  Bakan üye sayisi da çok artmis oldu. Bu dosyalarin daha iyi incelenmesini getirecektir. Daha isabetli kararlar verilmesine neden olacaktir. Istinafta benim sahsi kanaatim istinaf yargi sistemimiz içinde Yargitay’dan ve Danistay’dan daha etkin ve daha güçlü bir yapi olusturacaktir. Yarginin içerisinde. Neden? Çünkü Yargitay ve Danistay vaka incelemesi yapmiyor. Olaya sadece hukuka uygunluk açisindan bir degerlendirme yapiyor. Zaruretten bu alana girdi ama esas yasa ona o siniri çizmis. Ama simdi istinaf delillere dokunacak dosyaya dokunacak gerekirse yeniden bazi seyleri ihtiyaç duydugunda yaptiracak, eksik gördügünde tamamlayabilecek yanlis gördügünde düzeltebilecek. Bu istinafa verilmis gerçekten büyük bir güçtür. Bu gücü dogru kullanilmasi adaletin amacina uygun kullanilmasi, hakkin hukukun sahibine teslim amaciyla kullanilmasi yargiya olan güveni de istinafa olan güveni de artiracaktir. Ben bütün istinaf baskan ve üyelerine daha baska yerlerde de söyledigim gibi buradan da Ankara’daki bütün arkadaslarima diyorum ki lütfen bu sürece siz çok ama çok iyi sahip çikin. Çünkü isin baslangicini biz iyi yaparsak arkasi emin olun iyi gelecektir. Siz nasil temel atarsaniz bina öyle çikacaktir. Çünkü isin temelini siz artiyorsunuz. Eger yanlis temel atarsaniz eksik temel atarsaniz veya atilmasina imkân verilirse istinafi biz saglikli bir sekilde gelistirme imkânini bulamayiz ben o yüzden istinaf mahkemelerimizde ilk defa görev alma onur ve serefini yasayan bütün baskan ve üyelerimize inaniyorum güveniyorum bu onur ve serefin geregini yapacaklarindan herhangi bir endisem yoktur. Onurlu ve serefli bir görev arada üye olmak o kadar önemli degil. Ilk üye dendiginde ilk baskan dendiginde Ankara’nin ilk istinaf üyesiyim dendiginde bu hepimiz ve ailelerimiz için de büyük bir servettir büyük bir zenginliktir. Onu da görmemiz lazim öyleyse bizim bu serveti bu zenginligi dogru kullanmamiz lazim. Dogru yerine getirmemiz lazim. Kanun çikarken arkadaslarimiz sunu söylediler. Iste geleni bakmazlar okumadan veya incelemeden nasilsa ilk derece mahkemesi bakmistir deyip hemen onama yapip isi bitirebilirler. Eger böyle yaparsak yanlis yapariz. Yani bunu yapmamak lazim. Ikincisi bütün dosyayi sil bastan yaparlar isi uzatirlar. Yani ne yapalim? Taniklari bir daha dinleyelim kesif bir daha yapalim, sunlari hadi babam is uzar daha da kötü olur. Bunlar ihtiyaç oldugu kadarla sinirli yapmak lazim ve bu yolu çok da açmamak lazim. Yani gerekiyorsa gerektigi kadarla iktifa etmek lazim yoksa bütün dosyadaki her adli islemi yenilemeye kalkmis olsak istinaf isin altinda ölür. Hiç kimse de istinafi onun altindan kaldiramaz. Onun için biz pozisyonumuzu ona göre kurgulanacak ve ona göre yapmamiz lazim. Bununda a son derece önemli oldugunu buradan ifade etmek isterim. Tabi istinaf mahkemelerine iliskin ülkemizin degisik yerlerinde bir beklentiler var. Biz onu da biliyoruz. Bu beklentilere de olumlu cevap verecegiz. 15 adli istinafin su anda 7’sini açtik geri kalanlarin da hakim ve savci sayilarindaki artisla uyumlu bir sekilde zaman içerisinde açacagiz ve Ankara’da çok ciddi is yükü var onu görüyorum biliyorum. Onlari da ayni sekilde azaltmaya gayret edecegiz ve size daha iyi bir çalisma ortami elbette sunacagiz. Baska yerde istinaf bekleyen vatandaslarimiza da istinafla ilgili hazirlik yaptigimiz 15 bölge adliye mahkemesinin tamamini zaman içerisinde peyderpey faaliyete geçirecegimizi oradan özellikle ifade etmek isterim. Ben sizin sahsinizda Türkiye’nin bütün istinaf mahkemelerinde görev yapan hem idari hem adli yargida baskan ve üye arkadaslarimizin hepsini ayri ayri kutluyorum basarilar diliyorum. Allah kolayliklar versin diyorum. Bakanlik olarak biz her zaman yaninizdayiz emrinizdeyiz. Ne ihtiyaç varsa bizim için onu en hizli ve etkin sekilde neticelendirmek birinci önceliktir birinci vazifedir. Bakanligimizin üst düzey bürokrasisi de burada hepsine huzurlarinizda da söylüyorum. Istinafla ilgili ne talep gelirse bana sormadan hemen yapmak bizim birinci vazifemiz. Ben arkadaslarimin da bu anlayisla hareket ettigini biliyorum. Ama burada da bir kez daha sizin huzurunuzda onu da ifade etmek isterim. Tekrar istinaf mahkemelerimiz hayirli olsun diliyorum. Basarili olsun diliyorum. Kanunumuzun yükledigi misyonu milletimizin bekledigi misyonu en iyi sekilde yerine getirecegine inaniyorum kolayliklar diliyorum.  TERÖRLE MÜCADELE Bu vesile ile birkaç hususa da istinaf disinda izninizle deginmek istiyorum. Bugün Bugün Diyarbakir’da baglar’da bir aracin patlatilmasi sonucu pek çok vatandasimiz yaralandi. Bazi vatandaslarimiz polis ve sivil sehit oldu. Ben bu vesile ile sehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum yaralilara da acil sifalar diliyorum. Türkiye terör ile etkin bir mücadele yürütmektedir. Çok net söylüyorum Türkiye kadar çok genis yelpazede terör örgütleriyle es zamanli mücadele eden ikinci bir dünyada ülke yok bakin bir yandan bölücü terör örgütü PKK var. Bir yandan bunun Suriye’deki uzantilari PYD ve YPG var. Bir yandan bu terör örgütünün taseronu TAK var. Öte yandan DEAS terörü var. Öte yandan FETÖ PDY var, öte yandan DHKP-C var, öte yandan MLKP var. Simdi ben sayarken harfleri karistiriyorum. En az 10 tane terör örgütüyle es zamanli mücadele eden dünyada ikinci bir ülke yok. Terörle bizim mücadelede basarili olmamiz için ger türlü imkânimiz var bütün güçlerimizi kullaniyoruz ama terörü tamamen sonlandirma noktasinda netice maalesef alamadik. Neden? Çünkü terörü sadece ülkenin kendi kaynaklariyla bir yere getirebiliyorsunuz ama silahi bu baska yerlerden aliyor lojistigi baska yerlerden aliyor egitimi baska yerler veriyor. Eger terörle bütün dünyanin dört bir yaninda etkin ve netice alici basari ortaya koymak gerekiyorsa terör konusunda bütün dünyanin birlikte samimi isbirligi ve dayanisma içerisinde olmasi gerekiyor. Bu samimiyet var mi dünyanin her ülkesinde ayni oranda maalesef yok. Terör örgütlerinin bir kismini baska terör örgütlerine karsi bugün kullanabiliyor bazi ülkeler. Iste PYD’yi DEAS terör örgütüne karsi kullaniliyor himaye ediliyor. YPG kullaniliyor himaye ediliyor. Dünyanin neresinde görülmüs bir terör örgütünü alip öbür terör örgütüne karsi mücadelede ortak yapmak ama dünya bunu yapiyor. DEAS terör örgütü de. Simdi bakin bütün 65 tane koalisyon var bombaliyor bir avuç terörist bitmiyor. Yani gökten düsen bombalar bunlari bitirmez mi adres dogru gönderilse mektup adresi dogru gitse netice almaz mi? Ama almiyor. Bütün dünyanin süper güçleri hepsi orada mazisi bes yil bile olmayan bir avuç terörist yok edilemiyor. Akla ziyan bir durum bu. Olabilir mi olamaz. Dünyanin pek çok ülkesinden teröristler geliyor. Yaklasik yüz elli civarinda ülkeden dili, dini kültürü ailesi farkli onca insan Irak’a Suriye’ye ölmek ve öldürmek için ikna edilip getiriliyor. Hepimiz anneyiz babayiz. Biz ayni evimizde küçüklükten yetistirdigimiz terbiye ettigimiz yavrularimizi ayni istikamette sevk edebiliyor muyuz? Evlatlarimizi bile biz ayni noktaya çekemezken bu kadar farkli ülkedeki teröristi ölmek ve öldürmek üzere kimler ikna ediyor? DEAS terör örgütü bu kadar ayri devletin dilini ne zaman teröristlerine ögretti de bütün dünyaya gönderdi oradaki insanlari ikna edip buraya getiriyor. Çok net belli gözüküyor. Uluslararasi bir proje bu terör örgütü. Hem Türkiye’nin düsmani hem insanligin düsmani hem Türk halkinin düsmani hem de Islam’in ve Müslümanlarin düsmanidir. Çok net söylüyoruz DEAS terör örgütü ile bütün dünya mücadeleden vazgeçse Türkiye mücadeleden vazgeçmeyecektir. Çünkü bütün terör örgütlerinin birinci hedefi Türkiye’dir. Öyleyse Türkiye kendini koruma müdafaa etme vatandasinin huzuruna güvenligine barisina tehdit olusturan yasam hakkina tehdit olusturan terör örgütlerini yok etme hakkina sahiptir. Türkiye bunu hem iç hukukumuza uygun hem de uluslararasi hukuka uygun bir sekilde yerine getirecektir. Türkiye’den hukuka uymasini bekleyenlerin kendi ülkelerinde de hukuka uygun davranmalari beklenir. Uluslararasi toplum Türkiye destek veriyor mu yeterince vermiyor.  ALMANYA'NIN TERÖRE KARSI TUTUMU Aste Almanya bakin geçenlerde Türkiye Cumhurbaskanimiz Sayin Erdogan vatandaslara hitap etmek istedi. Oranin mahkemesi karar aldi. Türkiye gibi bir ülkenin cumhurbaskaninin konusmasini engellediler. Ama ayni Almanya terör örgütü PKK’nin Kandil’deki elebasinin video konferans sureti ile terör örgütü mensuplarina hitabina izin verdi. Her gün açiklama yapiyorlar ya Türkiye’den endise ediyoruz. Türkiye’de hangi terör örgütünün lider kadrosunda olan bir terörist basina Almanya’nin, demokrasi ve hukuk devleti diyorlar oraya. Böyle demokrasi hukuk devleti olan Almanya gibi Ankara’da Istanbul’da veya Türkiye’de herhangi bir yerinde video konferans yoluyla konusturma yapilmis. Var mi böyle bir sey? Ifade hürriyeti diyorlar bir ülkenin cumhurbaskanini konusturmuyorlar. Bizde mahkemeler var. Türkiye’de mahkemeler karar aldigi zaman Türkiye’de mahkemeler bagimsiz degil diyor. E sende mahkeme var o zaman niye bir ülkenin Cumhurbaskanina herhangi bir delil yokken senin mahkemelerin tutup böyle bir kara veriyor. Kimse bizse bunu anlatmasin. Ayni sekilde baska ülkelerde de ayni seyleri görüyoruz. Almanya’da NSU davasi diye bir dava var. Biliyorsunuz Türkleri canli canli yaktilar orada ve bu dava 2011’den beri devam ediyor. Bir mesafe alindi mi? Alinmadi. Hatta davanin ilk durusmasi basladigi zaman büyükelçimizin bu durusmaya gitmesine orada yer almasina dahi durusma salonunda meseleyi takip etmesine dahi izin vermediler ve Türkiye tepkisini koyunca sonra baska yollar buldular. Neymis bizde sistem baskaymis. Isin tarafi Türkiye. Türkiye’nin herhangi bir yerine kendileri geldiginde bizim vekillerimize izin vereceksiniz veya bizim adamlarimiza izin vereceksiniz siz izin vermezseniz demokrat degilsiniz Türkiye özgür bir ülke degil peki yargilamayi takip eden Türk yetkililere neden izin vermiyorsunuz? Vermediler. Siz özgür bir ülke gibi davranmiyorsunuz dediginde biz ileri demokrasiyiz diyorlar. Bizim yerimize gelirseniz siz de öyle seyler yapabilirisiniz. Hatta soruyorlar Almanya’nin hükümet sözcüsüne bu dava ile ilgili diyor ki; “Alman hükümetinin süren davalarla ilgili görüs belirtmesini ben uygun görmüyorum” Süren davalarla ilgili görüs belirtmesini uygun görmüyor ama Türkiye’de süren davalarda neredeyse hepsiyle ilgili görüs belirtme hakkini hem Sayin Merkel kendinde görüyor, hem hükümet sözcüsü kendinde görüyor, hem Adalet Bakani kendinde görüyor, hem diger Alman yetkilileri kendinde görüyor. Türkiye’nin bagimsiz bir devlet oldugunu egemen bir devlet oldugunu Türk yargisinin da Alman yargisi kadar bagimsiz ve tarafsiz bir yargi oldugunu onlar görmek anlamak zorundadirlar. Siz Türkiye’nin iç islerine karisamazsiniz. Alman Adalet Bakani’nin da haddine degildir, Merkel’in de haddine degildir. Baska bakanlarin da haddine degildir. Hiçbir ülkenin haddine düsmemistir bu. Türkiye’nin iç islerine karismak Türkiye’nin yargisina müdahale etmek onlarin isi degildir. Türk yargisi bagimsiz ve tarafsiz bir yargidir. Almanlar bir sey yaptiginda veya baskalari bir sey yaptiginda onlar oraya toz kondurmuyorlar. Türk yargisi bir is yaptiginda Türk yargisinin bagimsiz oldugunu siz niye kabul etmiyorsunuz. Bakin Almanya’da PKK terör örgütü ile ilgili onlarca dosyanin sorusturmasi sürüyor. Yilan hikayesine dönmüs durumda hepsi. Netice alinan dosya neredeyse yok. Simdi baska ülkelerde de ayni sey var. Rakamlar verecegim resmi kayitlara göre 2015 yilinda mülteci kamplarina gerçeklestirilmis tam 901 irkçi motivasyonlu saldiri var. Bunlardan sadece 4/1’i aydinlatilabilmis, gerisi faili meçhul. Yine 2015 yilinda resmi rakamlara göre camilere gerçeklestirilen 75 saldiri var bunlardan sadece 16’si ile ilgili sorusturma baslatilmis. Aydinlatilmasi falan da yok. Ayrimcilik yabanci düsmanligi Islamofobi gibi nedenlerle Müslüman Türklere ve diger yabanci unsurlarin tamamina karsi irkçi motivasyonlu ayrimci motivasyonlu Islamofobi motivasyonlu çok ciddi saldirilar yapiliyor. Bakin Fransa’da iste geçen günlerde medyaya da düstü 4 tane camiyi hiç kimseye sormadan bunlarin hakki var hukuku var dine ve vicdan hürriyeti var Insan Haklari Sözlesmesi ile teminat altina alinmis ben de Fransa olarak bu teminati tanidim demiyor hemen kapisina kilit vuruyor. Idari bir karar ile bunu yapiyor. Türkiye’de bir kilisenin kapisina kilit vurulsa kiymet kopar miydi, kopmaz miydi? Biz kiliseleri açiyoruz sinagoglari açiyoruz, tarih içerisinde kapatilmis mabetleri ibadete açiyoruz. Din ve vicdan hürriyetinin geregini yapiyoruz vakif mallarina el konulmus o mallari sahiplerine iade eden kanunlar çikariyoruz siz din ve vicdan hürriyetine saygili degilsiniz diyorlar. Beyler camileri kapatiyorlar hiç kimseye sormuyorlar. Elestirdiginizde de biz özgür bir ülkeyiz. Nasil özgür bir ülkesiniz? Nasil ülkeler biliyor musunuz? Sadece Fransiz vatandaslarina özgürler yabanci oldugunuz zaman size bir sey yok. Sadece Almanlar için hukuk devleti var, özgürlük var. Eger Almanya’da Türk iseniz sizin hiçbir hakkiniz yok. Görünüste kâgit üzerinde hakkiniz var. Bakin çok ilginç insan haklarindan bahsediyor Almanya. Siz Almanya’da isçisiniz Türkiye’den bir hanimefendi ile evlendiniz veya beyefendi ile evlendiniz dügünde yaptiniz esinizi Almanya’ya götüreceksiniz sizi sinava tabi tutuyorlar. Alman dili, kültürü, tarihi hakkinda eger bu sinavi geçerseniz aile birligi yapiliyor. Anneniz tek kalmis bakacak kimse yok yaniniza almak istiyorsunuz gene ayni sinava tabi tutuyorlar veya Türkiye’de evliyken gittiniz oglunuz, kiziniz var çocuklarini yaniniza alacaksiniz gene sinava tabi tutuyorlar bu sinavi basaramazsiniz ana, baba kizini, oglunu kucagina alip götüremiyor. Kari, koca bir araya gelemiyor sevenler birlesemiyor. Ben bunu Sayin Merkel’in huzurunda Maria Böhmer’e de söyledim. O da dedi ask engel tanimaz dedi zaten tanimiyor dedim bütün engelleri asip geliyorlar ama bu yaptiginiz insan haklarina hukuk devleti gereklerine, evrensel hukukun ana prensiplerine aykiri. Türkiye böyle bir sey yapsa yer yerinden oynar mi oynamaz mi? Bunlar yapiyorlar kimse bir sey demiyor. Onun için çok net söylüyorum Türkiye’yi insan haklari ve hukuk devleti prensipleri çerçevesinde baskalariyla mukayese edenler önce dönüp kendilerine bakacaklar. Türkiye bundan sonraki süreçte baska ülkelerdeki hak ihlali yapanlarin yüzüne söylemeye devam edecektir. Basbakan yardimciligim dönemimde yasanan bir hadiseyi burada ifade etmek isterim. Belçika’da Afyonlu bir vatandasimizin cenazesi morgda yaklasik 2 yil morgda bekletildi. Delil ihtiyaci olur düsüncesiyle morgda beklettiler 2 yil bekletmenin parasini da aileden aldilar. Hem çocuklari cinayete kurban gitti oradan ayri bir dram 2 yil beklettiler yaklasik onun parasini buradan istediler delillerle ilgili ihtiyaç olursa bakalim. Otopsi yapamiyor musun? Yaparsiniz. Defnettikten sonra alamaz misiniz? Alirsiniz. Hangi seye ihtiyaciniz varsa hepsini teknolojiniz yok mu yapar misiniz? Yaparsiniz. Sonra hükümet olarak üzerine düstük en sonunda alabildik yaklasik 2 sene sonra. Türkiye’de bir cenazeyi bir hafta bekletin bakalim kiyamet kopuyor mu kopmuyor mu? Ama bu beyefendiler yaptigi zaman her sey hak oluyor. PKK terör örgütü Brüksel’de ne yapiyor sergiler açiyor. Baska yerlerde de ayni seyi yapiyor. Belçika hükümeti bunlar terör örgütü degil silahli mücadele yapiyor diyor. Silahli mücadele yapip terör örgütü olmayan bir sey olabilir mi? Hangi hukuk bunu yapabilir? Türkiye’ye zarar veren her seyi korumak ve kollamak Türkiye’yi bu zarar verici seylerle daha çok mesgul ederek enerjisini oraya harcatmak. Türkiye’de kriz ve kaos olmasindan birileri medet umuyorsa bosuna medet ummasinlar Türkiye her türlü oyunu bozmaya muktedir bir ülkedir. Allah’in yardimiyla bu aziz milletin birligi dirayetiyle bütün bunlari asacak güçtedir. Türkiye bunlari asacak ve yoluna devam edecektir. Insan haklari, hukuk devleti ve demokrasi konusunda Türkiye’ye ders verenlerin dönüp kendi ülkelerindeki hak ihlallerine bakmasini ben buradan bir kez daha ifade ediyorum. Ne Alman Basbakani, ne yetkilileri, ne de Avrupa’nin komiserleri baska seyleri bize ders verme hakkina sahip degildir. Türkiye’yi yansiz, bagimsiz, objektif degerlendirdikleri zaman biz her türlü elestiriye açigiz. Terör örgütlerinin lojistigiyle terör örgütlerinin yazdigi raporlarin altina sadece imza koyarak Türkiye’yi onlarin iddiasiyla tarafli bir sekilde suçladiklari zaman o raporlarin bizim gözümüzde zerre kadar sayginligi yoktur. Objektif tarafsiz net olanlara biz bakiyoruz. Avrupa Birligi ve ilgili yerlerin hazirladiklarina bakiyoruz ama baktigimizda da bizden de görüs aliyorlar. Ilgili bürokrasiden de görüs aliyorlar, yargidan da görüs aliyorlar ama hiç birine yer vermiyorlar. Ne yapiyorlar? Diyorlar ki hadise budur. O dedikleri nedir? Terör örgütlerinin dediklerinin tipkisinin aynisidir. Peki, bizimle niye görüsüyorlar raporlarina mesruiyet kazandirmak için görüsüyorlar. Biz Türk yetkililerle de görüstük onlardan da bilgi belge aldik, biz ona göre hazirladik herkesi dinledik kanaatimiz bu. Herkesi dinlediniz kanaatiniz o ama siz objektif bir kanaati degil size empoze edilen kanaati öyle ifade ediyorsunuz. Avrupa Birligi’nin degerleri içerisinde de böyle bir sey yoktur, olmasi da mümkün degildir ama maalesef bunu yapiyorlar. Türkiye olarak biz bize karsi yapilan yanli her seyin karsisinda duracagiz. Hakkimizi hukukumuzu devletimizin ve milletimizin hukukunu sonuna kadar koruyacagiz. Falan sunu der filan sunu der kaygisiyla hareket etmeyecegiz. Hakli oldugumuz her konuda haklinin sesi gibi Türkiye’nin de Türk halkinin da sesi gür çikmaya bundan sonra da devam edecektir. Bundan da kimsenin endisesi olmasin çünkü Türkiye bir hukuk devletidir. Yargimiz bagimsiz ve tarafsizdir. Yargi üzerinden Türkiye’yi çok elestiriyorlar. Niye elestiriyor ? Yarginin yaptigi bazi isler, uluslararasi çevrenin istemedgi sonuçlar doguruyor. Onlar rahatsiz olunca sanki yargi yanlis yapiliyormus gibi algilatiliyor. Türkiye Bir domokratik hukuk devletidir.  Yargi yetkisi Türk Milleti adina bagimsiz mahkemeler tarafindan kullanilmaktadir. Hakimlerimiz görevlerinde bagimsizdir. Hiç kimse yargi yetkisinin kullanilmasiyla ilgili talimat veremez, emir veremez, genelge gönderemez, telkinde bulunamaz. Mecliste bunda dahil. Herkes yargiyla ilgli verilen kararlara uymak üzere mükelleftir. Hakimler savcilar teminat altindadir. Neden teminat altinda görevlerini her türlü korku baski ve tehdit ve endiseden uzak hukuk devletinin gereklerine uygun versin diye teminat altinda. Bu çok net bir sigortadir. HSYK da bunu bekçisidir