Başkanın Çayı: İkramları Gönülden Karşılayan Bir Belediye 

Çobanlar Belediye Başkanı ALİ ALTINTAŞ dan bahsediyorum, 

Belediye meclis üyeleri çalışanlarıile çay, kahve ve diğer giderleri cebinden karşılıyorlar. 

Günümüzde şeffaf ve hesap verebilir belediyecilik anlayışının en önemli örneklerinden biri, misafirlere sunulan çay ve kahve buna benzer ikramlarını kendi cebinden karşılayan bir belediye başkanı. 

Bu örnek davranış, siyasette ahlakı ve güven duygusunu yeniden yeşertiyor.

 

Halkın gönlünün kapısından asla ayrılmayan, ilçesinin dertlerini kendi meselesi olarak gören bir belediye başkanı ile geçirdiğim keyifli bir sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

 Bu sohbet sırasında çok önemli bir ayrıntı ortaya çıktı ki, bence yerel yönetim anlayışına ışık tutacak kadar kıymetliydi.

 

Başkan ile çayımızı yudumlarken dayanamadım ve sordum:

 

“Sayın Başkan, gün boyu bu kadar yoğun misafir gelen giden ağırlıyorsunuz. Vatandaşın çayı, kahvesi derken belediyeye büyük bir gider oluştuğunu düşünüyorum ne dersiniz dedim

Bu konuyu nasıl hallediyorsunuzdedim?”

 

Yüzünde samimi bir tebessümle cevap verdi:

 

“Faruk abi, burada misafirlerimize ikram ettiğimiz çay, kahve ve bunun gibi giderlerin tamamını kendi cebimizden karşılıyoruz. Belediyenin kasasından bir kuruş dahi harcamıyoruz

Bu bizim ilçemizde yaşayan insanlara olan saygımız ve sorumluluğumuzdur.”

 

Bu sözler, yirmi yedi yıldır yerel yönetim alanında görev yapmış biri olarak beni çok etkiledi. 

Bugün kamuda hesap verebilirlik çok konuşuluyor, ama bunun hayata geçtiğine tanık olmak apayrı bir şey.

 

Halkın Parasına Gösterilen Özen

 

Bu örnek, hem mali disiplinin hem de etik belediyecilik anlayışının bir yansıması.

 Kamu kaynağının nasıl kullanılması gerektiği konusundaki duyarlılık, aslında daha geniş bir soruyu da beraberinde getiriyor: 

Diğer belediyelerde de bu tarz şeffaf ve şehrine ilçesine kasabasına. saygıyı ön planda tutan uygulamalar var mı?

 

Bu sorunun cevabı ne olursa olsun, bu davranışı gösteren belediye başkanının halkına olan bağlılığı bir çok önderlik vasfından daha önemli.

 

Siyasette Ahlakın Yeniden Yükseldiği Nokta.. İyi ki varsın başkanım. rabbim senin gibi samimi dürüst idarecilerin, hazreti ömer'in adaletiyle yaşadığı yeri düşülen halkını düşünen idarecilerden eylesin. 

 

Bir belediye başkanının kendi cebinden yaptığı bu masraflar, aslında çok daha büyük bir erdemi işaret ediyor: Kul hakkına olan hassasiyet. Bu şu basit ama çok derin hakikati bir kez daha gözler önüne seriyor: “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”

 

Son Söz

Bir şehrülemin, sadece kentin fiziki yapısını değil, ruhunu da yöneten biridir. Onun şeffafıyeti, hesap verebilirliği ve halkına olan sevgi ve saygısı, şehriń geleceğine ışık tutar. Bu örnek başkanın öyküsü, yerel yönetimde ahlakın yeniden yükseldiğinin bir kanıtı ve hepimiz için ilham kaynağı