MIŞ gibi YAPMAK

Mevzu en güncel, en acı ve en kritik konu yani İTRAİL.

1948’de başlayan ve Orta Dünya’nın ÇIBAN BAŞI olan itrail’in yaptığı bu ağır mezalime, DOĞRU ve YETERLİ tepki verme konusunda birkaç kelam edelim.

Günümüz dünyasında siyasi olarak 200’ü aşkın sözde devlet var, sorsanız bunların hepsi BAĞIMSIZ ve EGEMEN devletler.

Konunun en netameli yeri de bu kavramlar olsa gerek; bu devletler gerçekten BAĞIMSIZ ve EGEMEN mi?

Eğer biz bağımsız isek iç ve dış konularda başkasının etkisi altında kalmaksızın karar verebilmeliyiz, peki verebiliyor muyuz?

Ve yine egemen isek bize ait değerlerimizi kendimiz koruyabilmeliyiz, peki koruyabiliyor muyuz?

Bu soruların cevabını siz kendiniz verebilirsiniz, ben yazının başlığına dair tespitlerimi yapayım.

İnanan ve iman eden Müslümanlar olarak bizler hayata dair bu tür konularda neyi nasıl yapmalıyız?  Bu türden soruların cevabını yaratıcının kelamında bulabileceğimizi düşünüyorum.

Eğer biz aynı yaratıcıya inanan Müslümanlar isek, işte O yaratıcı bizleri Hucurat suresi 10. ayetle KARDEŞ ilan etmişti, bize düşen de kardeşlerimize gerçek bir KARDEŞ GİBİ davranmaktır.

İşte bu kardeşliğimiz bizi; size ne oluyor da: “Bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran ZAYIF ve ZAVALLI erkekler, KADINLAR ve ÇOCUKLAR uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? (Nisa 75) diyen yaratıcımızın emrine muhatap kılıyor.

Bu durum tam da o zalim itraillilerin vaktiyle kendilerine gelen peygambere KORKUDAN söyledikleri gibi “Ey Musa, onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu hâlde sen ve rabbin gidin savaşın; biz burada OTURACAĞIZ.” (Maide 24) dedikleri gibi yapıyoruz.

Oysa ki bugün yapılan bu zulmü durdurmak, evvel emirde bir MÜSLÜMANLIK ve dahi bir İNSANLIK sorumluluğudur.

Bu sorumluluğun gereği, zalimlerle MÜCADELE etmek yerine MÜNAKAŞA ederek sözde kardeşine destek verir MİŞ GİBİ yapıyoruz.

Yaşanan bu mezalim dün GAZZE’de yapılmışken, bugün LÜBNAN’da yapılıyorken ve yarın da TÜRKİYE’de yapılmayacağını mı zannediyorsunuz?

Halbuki Prof. Dr. Necmeddin ERBAKAN’ın dediği gibi “İTRAİL LAFTAN DEĞİL GÜÇTEN ANLAR”. Bunun içindir ki Siyonizm’le mücadele eder MİŞ GİBİ YAPARAK bu zulmü durduramayız.

Gerçekten samimi isek bu zulmü ancak SÖZ değil GÜÇ kullanarak engelleyebiliriz.

Nasıl ki 1974’te içinde ERBAKAN’ın da bulunduğu hükümetin SOYDAŞLARIMIZ için Zürih ve Londra antlaşmasının 4. maddesine istinaden TSK kod adı: ATİLLA HAREKATI olan KIBRIS BARIŞ HAREKATI’nı yaptıysa, bugün de DİNDAŞLARIMIZ için HUCURAT suresi 10. ayetine istinaden FİLİSTİN BARIŞ HAREKATI yapılmalıdır.

Çünkü bugün kardeşinin yanında olmayanlar yarın KARA GÜNE hazır olsun.

Son söz: AYŞE yeniden TATİLE ÇIKSIN.