SUÇ ve CEZA

Başlığa bakınca yazının konusu Dostoyevski’nin klasik romanı diye düşünmeyin; belki esinlendik, hepsi o kadar.

Son yaşanan olaylardan sonra doğrusu kendimi romandaki polis memuru PORFİRİ PETROVİÇ gibi hissediyorum; “Suçluyu kesinlikle biliyor ama ispatlayamıyorum” ve keza romandaki cinayeti işleyen RASKOLNİKOV kadar da vicdan azabından rahatsızım.

19 yaşında 26 suçtan dosyası olan birinin 27 yaşındaki kadın polisi öldürmesi ve işlenen diğer cinayetler üzerinden birkaç tahlilde bulunacağım.

Konuya sorular sorarak girmek istiyorum.

Bir SUÇ,

Nasıl? 

Kim tarafından?

Kaçıncı defa?

Ve Ne için?

İşleniyor.

Tecrübelerim ve gözlemlerim sonucunda bulduğum cevaplar.

Nasıl? Sorusunun cevabı:

Suçu kasten aldığı ALKOLDEN sonra kaybettiği kontrolu yüzünden sözde SEHVEN işler.

Kim tarafından?

Sorusunun cevabı:

Öfkeli, hırslı ve kin duygusu yüksek olanlar tarafından.

Kaçıncı defa? Sorusunun cevabı:

İlk suçunda aldığı cezanın caydırıcı etkisi olmadığı için ÇOK DEFA.

Ne için? Sorusunun cevabı:

İşte bu soru çok kritik.

Birincisi ADİL bir DÜZEN kurulmamış ve mevcut bozuk düzende insanların VİCDANINI ve ADALET hissini tatmin etmediği için. 

Bu nedenle kişi romandaki Raskolnikov gibi bir tür İHKAK-I HAK mantığı ile kendi adaletini kendisi sağlamaya çalışıyor.

 

İkincisi kamu düzenini kurgulayanlar yani Montesquieu’nun kuvvetler ayrılığı tezindeki YASAMA ORGANI olan MİLLETVEKİLLERİ, kanun yaparken CEZALARIN CAYDIRICILIĞINA değil seçmenlerin kaygısına baktıkları için.

Bu durumun sebebi sözde medeni Avrupa’nın kriterlerine uymak zorunda kaldıklarından cezalar caydırmıyor; aksine CESARETLENDİRİYOR.

Eğer öyle olmasa ÇOCUK KATİLLERİNİ tutuklayıp, ailelerinden daha iyi bakar mıyız?

Vatan hainlerini yakalayıp yıllarca ihanet ettiği vatanın cebinden ASMAYIP BESLER MİYİZ?

Bu nedenle ulusal ve sosyal medyada SUÇU ve SUÇLUYU özendiren (öven) dizi ve paylaşımlarla ne toplumsal HUZUR ne de kişisel GÜVENLİK sağlanır.

Yani demem o ki bu konuyu ne polis ne avukat ne savcı ne de hakimler çözer.

Nasıl ki ÖLDÜRMEYEN ACI GÜCLENDİRİR ise işte tam da öyle CAYDIRMAYAN CEZA DA CESARETLENDİRİR.

Konunun çözümü ise bir suçun cezası belirlenirken MAĞDURUN gözüyle bakılmalı, onun RIZASI aranmalıdır ki ilahi emir de böyledir: “Sizin için KISASTA HAYAT VARDIR ey akıl sahipleri umulur ki sakınıp korkarsınız” (Bakara,179).

Ya değilse ne polis memuru ŞEYDA YILMAZ gibi cinayetler ne de NARİN’e yapılan gibi canilikler biter.

Onun için ne Yunus Emre Geçti gibi RUH HASTALARI ne de Dilan Polat gibi hastalıklı tipler yaptıklarından ve yaşattıklarından vazgeçmezler.

Son söz: Bu işte HÜKÜM VERENLER değil, HÜKMEDENLER suçludur.