Sevgili Serhat Yabancı'nın kitaplarında çokça değindiği gibi, ne kadar çok mutluluk havuzumuz olur ise
(hobiler, sosyal hayat, kariyer, maneviyat, romantik ilişkiler, spor...) o kadar mutlu hissedebiliriz.
Maneviyattan öte kendini bilme yolculuğuna hayran kaldığım Berrak Yurdakul'un Ev Yapımı Bir Paraşüt
kitabında ev yapımı mutluluktan bahsediliyor.

 Kendimle 100 yıl tek bir odada kalsam sıkılmam diyor,
kendimi keşfetmek için bolca zamanım var, kendimi sabırla eğittim diyor.
Sevgiyle evde yapıldı...
Mutluluğu kendinize ancak siz verebilirsiniz ancak mutluluğunuzu bozanlar ile mesafeniz size iyi
geldiyse doğru mesafeyi buldunuz demektir.

Bence mutluluk insanlardan beklentiyi kısmak ise de
daha çok en çok kendinden beklemek ve istemekle ilgili.

Kendini keşfetmeye ve kendi ile zaman
geçirmeyi sevmekle ilgili...
Hatice Kübra Tongar'n "elek" metaforunu çok beğeniyorum.

 Eleştirmek "ele" tirmek" olur ise güzel...
Yani sevdiklerimizde sevmediğimiz ve sevdiğimiz yanları beraberce eleğe atmak ve olumsuzlar
elenirken olumlulara odaklanmak. Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Kardeşimin dediği gibi "benzerlikler güzeldir, farklılıklar özel...".
Aynı nazik bakışı kendimize de şefkatle verebilmemizi dilerim…
Kişisel gelişim kitaplarında kendini sev güzel insan cümlesi çok var.

 Dünyaya gelebilmek bile seçilmiş
olmak demek milyonlarcası arasından.

Çaresizlik umutsuzluk demek. Elbet bir cevabı vardır şu
sorunun; peki senin ruhun dünyaya hangi güzel ve ince dokunuşu yapmaya geldi? parmak izimiz kadar
farklıyız.
Bir dilek ve dua ile bitireyim; "mutluluk parmak iziniz olsun"..