Felsefede etik ve estetiği de içeren aksiyolojinin konuları arasındadır ve etik iyi konusunu ele alır.
Bilimin konusu arasında yer almaz iyilik.
Öte yandan semavi ya da olmayan bütün dinler iyi kavramı üzerine yapılanmışlardır.

Filozof çocuk adlı muhteşem kitabında Nuran Direk davranışlarımızın analizini yapacağımız (bilgimiz, niyetimiz ve davranışımız üçgeninde) onlara ayna tutabileceğimiz bir tablo sunar.
Şöyle ki, örneğin boğulmak üzere olan birini gördünüz.
Ne yaparsınız?
BİLGİ
NİYET
DAVRANIŞ
Yüzme biliyorum
Kurtarmak için
Suya atlarım
Yüzme biliyorum
Kurtarmak için
kurtarma konusunda başarılı olamayabilirim hemen yardım ararım/çağırırım
Yüzme biliyorum
Etrafa hava atmak için
Suya atlarım
Yüzme biliyorum
Birileri kurtarır derim
Oralı olmam
Yüzme bilmiyorum
Kurtarmak için
Suya atlarım
Yüzme bilmiyorum
Kurtarmak için
Yardım ararım /çağırırım
Yüzme bilmiyorum
Hava atmak için
Suya atlarım
Tabloda olmayan ihtimaller de olabileceğini de kabul ederek devam edersek iyiliği oluşturan unsurların; bilgi, niyet ve davranış olduğunu söyleyebiliriz.

Etrafa hava atmak niyetiyle harekete geçmek dinimizde “kibir” olarak isimlendiriliyor.
Şeytanın avukatı adlı meşhur filmde şeytanı canlandıran Al Pacino filmin nihayetinde “bayılırım kibire” diyordu.
Tabloda görüldüğü gibi bilgisi olan da olmayan da aynı pozisyona düşebilir “kibir pozisyonuna”.
Ben bilirim ve hakikat bende konuşuyor sözleri de “kibir” in kapısını çalar.
Sufiler bunu çok öz açıklarlar “oldum demek öldüm demektir” derler.

Şu anda Afyon Kocatepe Üniversitesi Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezinde Zümrüdü Anka’nın yolculuğu adlı yün keçe sergisi var.
Ankara’da da bir sergisine katıldığım T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı keçe sanatçısı Özgür Dönmez’in sergisi.
Keçeyi halden hale, formdan forma geçiren ve öyküleriyle hatta duygularıyla sunan bir sanatçı Özgür hanım.

Sergide kocaman bir mesel keçesi de var.
Küllerinden yeniden ve dipdiri doğan mucize kuş zümrüdü ankayı (kökeni Pers mitolojisi ve edebiyatına dayanan, efsanevi, iyicil bir kuştur, hüma kuşu, feniks) bulmak için yola düşenlerin hikayesi.
Yedi zorlu vadiyi geçmeyen ona ulaşamıyor.
Zorlu vadilerden birinin adı da “kibir”.

Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan ve Kaf Dağı’nda yaşayan Simurg, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.
Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş.
Ama içlerinden onu gören olmamış.
Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş.

Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş.
Onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler (www.simurgpsikoloji.com).
Devamını yün keçeyi adeta Zümrüdü Ankanın kanadından düşmüş birer tüy gibi işlemiş Özgür hanımdan dinleyebilirsiniz.

Velhasıl iyi olmak da iyi kalmak onda ısrarcı olmak da kolay değil.
Kaf dağına tırmanır gibi hissettireceğini bilelim.
Molalar verip soluklanalım ancak iyilik yolculuğundan vazgeçmeyelim.
İyilik o yüzden kıymetli.
Bilgiye, niyete ve davranışa her an pürdikkat lazım.
İyiler bu dünyanın gerçek soylularıdır der rahmetli filozof Teoman Durali vesselam.

Dr. Kadriye IŞIKLAR PÜRÇEK