Nasıl başlarsa öyle ilerler denir. Biz de umut ve mutluluğu seçerek  başlayalım.
Nurtopu gibi bir 2024'ümüz oldu. Dualar, dilekler, temenniler, kararlar almak en uygun zaman. 
Biten yılda neler oldu, ben neler yaptım, neleri daha iyi yapabilirdim vb. sorular ile bir muhasebe ve hesap kapatma duygusu da vermiyor değil.
Ayrıntıları hatırlamasak da başımızı geriye, geçmiş yıla kısacık bir an döndürüversek ilk belirenler en çok iz bırakanlar olur.

Dünyanın gündemi kişisel gündemimizi de yönetiyor çoğunlukla.
O gündem  maalesef pek iç karartıcı. “Işık biraz daha ışık”  demiş bir sanatkar.
İyi ki,  iyi  insanların ateş böcekleri misali yaydıkları ferahlık ve ışık hala var!

Sanırım bir yerlerde okumuştum şöyle diyordu: “karanlık ve kötülük çok fazla imiş gibi gelir insana belki öyledir ancak karanlık /kötülük yerel kalırken ışık çok çok uzaklara yayılır ve ışıtır, aydınlatır”.

Dünyaya geldik bir kere
Kavgayı bırak her gün bu şarkıyı söyle
Sevdikçe güler her çehre
Umutlar hep bir olsun kalpler birlikte…

Dünyaya geldik bir kere ve insan olmak çaba içinde olmak demek.
İstiridye kabuğundan içeriye giren yabancı nesneyi belki kum tanesinden kendini korumak için yaptığı salgıyla eşsiz inci tanesini oluşturur.

Anadolu'da insan düştüğü yerden kalkar denir. Hayat içerisinde dayanışma ve uyum kadar, rekabet ve mücadeleyi barındırır.
“ İnsan gerilim hattı üzerinde kedi beşiğinde yaşayan bir varlık” (Donna Haraway).
Bilirsiniz ağaçlar daha gür ve sağlıklı olmaları için budanırlar.

Dertler, hastalıklar ve krizler belki de biz  insanların daha cesur ve gür büyümeleri için bir çeşit budamadır.
«Biraz yağmur kimseyi incitmez» kemal sayar.

Mühim olan başınıza ne geldiğinden çok onunla ne yaptığınızdır.
Atatürk'ün de söylediği gibi «umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır».

Dr.Kadriye IŞIKLAR PÜRÇEK