.Suçu MAHKEME KARARIYLA bile sabit olsa suçluya CEZA için şiddetin uygulanmadığı bir çağda, kişisel ve KEYFİ KARARLA bir hakeme şiddeti asla kabul etmiyoruz..
Da peki bu suçun işlenmesinin sebeplerini konuşalım biraz da. Her güncel olay tarihi tecrübe ile yorumlanmalıdır.
İlk olarak konu SPORDA SUÇ olunca kısaca spor tarihine bakmakta fayda var. Mevzuyu sporda ceza ve şiddet olarak ele alacak olursak, bu işe yakın tarihte, 14 Temmuz 2006’da İtalyan ligi serie A'da yapılan TEMİZ AYAKLAR OPERASYONU (Calciopoli skandalı) ile başlamak lazım. İşin içine ŞAİBELİ HAKEM KARARLARI üzerinden BAHİS ÇETELERİNİN maç sonuçlarını etkilemesi girince dönemin en büyük takımlarından JUVENTUS, FİORENTİNA ve LAZİO olmak üzere 3 takım da küme düşürülmüştü.
Bu takımlar tekrar serie A ligine çıkmak için ÇOK MELEDİLER. Bu olayda suça karışan BAHİS ÇETELERİ yanında SİYASİ KİMLİKLER vardı, onlarda bu MELEME korosuna katıldı. Yapılanların müdahalelerin hepsi MAÇ SONUÇLARINI değiştirmek için. Basit olarak yukarıda verdiğimiz örneğin bize sordurması gereken en önemli soru, HAKEM KARARLARI ne kadar MASUM?
Şimdi gelelim biraz da kendi ülkemize. Yukarıda bahsettiğimiz suçlardan ŞİKE, Fiziki ve Psikolojik ŞİDDET için birkaç örnek verelim.
3 Temmuz 2011’de SÖZDE ŞİKE davası ile bir takımın tüm moral motivasyonunu altüst ederek maç sonuçlarına müdahale edilmişti. Açılan bu ŞİKE davası sonucunda kulüp başkanı sayın AZİZ YILDIRIM’IN masum olduğu tescillenmiş ama takımı olan FENERBAHÇE’NİN gördüğü hiçbir zarar karşılanmamıştır.
Üstelik o günün TFF başkanı başta olmak üzere hiçbir spor yöneticisi de MELEMEMİŞTİ. Aradan 4 yıl geçtiğinde 4 Nisan 2015’te bir KARADENİZ takımı olan Trabzonspor ile yaptığı maçtan dönerken FENERBAHÇELİ sporcuların olduğu otobüs KURŞUNLANMIŞ ama ne ev sahibi takım ne de taraftarı MELEMEMİŞTİ.
O yıl 28 Ekim 2015’te oynanan aynı KARADENİZ takımı olan Trabzonspor, Gaziantepspor ile yaptığı karşılaşmadan sonra maçı yöneten hakemleri stat dışına çıkarmayıp zorla alıkoyan kulüp yöneticisi İbrahim Hacıosmanoğlu hukuken 8 ay 10 gün ceza almasına rağmen cezası ertelendi ve ne kendisi ne de takımı MELEMEMİŞTİ.
Yukarıda bahsettiğimiz İtalya’daki skandal, SİYASİ kimlikleri sebebi ile maç sonuçlarını etkileyerek bir takımı şampiyon yapma operasyonu, hukuk karşısında hesap vermiş ve ceza almışken benzer durumların yaşandığı ülkemizde ise aynısı olmamıştı.
Keza 2021-2022 AHMET ÇALIK sezonunda çok defa ŞAİBELİ HAKEM KARARLARI ile siyasilerin hâkim olduğu KARADENİZ bölgesi takımı olan Trabzonspor şampiyon olmuş, belki de ŞAMPİYON YAPILMIŞTI. Ve yine kimse MELEMEMİŞTİ.
Şimdi gelelim peki ne yapılmalı? sorusuna verilecek kısa cevaplara. Ya Alman ligi BUNDESLIGA'da olduğu gibi hakemlerin maçlara atanmasında uygulanan 70 kriteri bizde de uygulayacağız. Ya da başta spor yorumcusu SERDAR ALİ ÇELİKER dahil olmak üzere birçok yorumcunun da sık sık dile getirdiği YABANCI HAKEM atanmasına izin vereceğiz.
Nasıl ki Türkiye milli takımının başına bir yabancı TEKNİK DİREKTÖR getirilebiliyorsa aynı ülkenin ligine maç yönetmesi için YABANCI HAKEM de getirilebilir olmalıdır. Zira kamu vicdanında, ülkede oynanan maçlara gerek SİYASİ ve gerekse BAHİS kurumları tarafından müdahale edildiği kanaati varken yapılan maçların tarafsız ve objektif olduğuna inanılmaz.
Böylece show ve gösteri dünyasının en büyük ekonomisine sahip olan SPOR müsabakalarının İZLENMESİNİ çok kötü ve olumsuz şekilde etkileyecektir. Aynı şekilde VAR (Video yardımcı hakem sistemi) kayıtları ŞEFFAF ve halka açık olmalıdır.
Masa başında tayin edilen şampiyonluklar ve maç sonuçları, izleyici kitlesini soğutur ve bu durum tüm camiaları olumsuz yönde etkileyecektir. Başta Merkez Hakem Kurulu ve Futbol Federasyonu olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlara YERLİ ve MİLLİ olarak TEMİZ AYAKLAR operasyonu yapılmalıdır.
Zira müsabakalara HAKEMLER ÜZERİNDEN bahis şirketleri ve siyasilerin müdahale ettiği ŞAİBESİ tüm spor severler tarafından şikâyet mevzusu olmuştur. Aksi halde sadece Halil Umut MELER değil, tüm spor yöneticileri benzer şekilde MELEMEK‘tir.
Eğer yaşanan bu talihsiz olayı münferit olarak düşünüyorlarsa büyük yanılgı içindedirler. Zira YOZLAŞMA, denetlenmeyen her GÜÇ için kaçınılmaz bir sondur.
Son söz: İnsanları SUÇA İTEN SEBEPLERİ ortadan kaldırmadan cezalandırmak, EKSİK HUKUKTAN kaynaklanan bir ZULÜMDÜR.
Yorumlar
Son Haberler