Türkiye, Kanada ve Peru tarafindan yapilan girisimler sonucunda, kiz çocuklarina karsi ayrimciligin önlenmesi ve onlarin insan haklarindan tam ve etkili bir sekilde yararlanmalarini saglamak amaciyla Birlesmis Milletler Genel Kurulu tarafindan 11 Ekim, “Dünya Kiz Çocuklari Günü” olarak ilan edildi.  Dünyadaki bütün çocuklar oyun oynamaktan hoslanir. Tatli çikolatali gidalardan, oyun parklarindan çizgi film seyretmekten zevk alirlar . Erkek çocuklar futbol oynamayi tercih ederken,kiz çocuklari oyuncak bebekle oynamaktan zevk alir.                                                      Dünyanin neresinde olursa olsun bütün çocuklarin ortak özellikleri vardir. Bu masum yüreklerin tek ortak özellikleri de sevgi ve ilgiye ihtiyaç duymalaridir . Yine dünyadaki tüm çocuklar küçük seylerden mutlu olmayi bilirler . Bütün çocuklar masum ve iyi kalplidirler. Eglenmeyi, neseli olmayi severler. Onlarin masum yüzü gülünce bizlerde ister istemez güleriz hep gülsünler mutlu basarili olsunlar isteriz, bazi istisnalar hariç. Evet, 11 Ekim “Dünya Kiz Çocuklari Günü” olarak ilan edildi. Edilmesine  ama bizim ülkemizde ki kiz çocuklari çocukluklarini yasayabiliyorlar mi? Elbette hayir. Hele ki kirsalda ki kizlarimiz henüz 12-13 yaslarinda ellerinde oyuncak bebek, defter kalem tutmasi gerekirken çok aci bir gerçek var ki kucaginda kendi bebegini tutuyor . Çocuklugunu yasamasina izin, verilmeden babasi hatta dedesi yasindaki kocaya verilen bu küçük kiz çocuklarinin tüm haklari zaten ailesiyle birlikte elinden alinmis olur. Elbette karsi degilim her bireyin ister kiz ister erkek olsun, hepsinin sorumluluklarini bilmeleri gerekiyor  Ev islerinde ya da baska alanlarda büyüklerine yardim ederek baskasina muhtaç olmayan kendine güvenen bir birey yetistirmek için kendi ölçüleri nispetinde bir takim isleri ögrenmeleri gerektigine inaniyorum. Ama bazi aileler yazik ki bu ölçüyü kaçirip küçük yasta ki kiz çocuklarini her alanda çalistiriyorlar . Bazilari Pazar tezgâhinda bazilari tarlada bazilari ev isleri yapan bu yavrucaklarin oyun çaginda oldugunu unutan aileler bu kiz çocuklarinin omuzlarina bindirilen agir yükle ergenlige geldiklerinde bu yükü daha da katlayarak artiriyorlar.       Bunun sonucunda kiz çocuklari çocukluklarindan mahrum birakilarak mutsuz gelecek beklentisinden uzakta büyüyorlar…       Ayrica henüz çocuklar arasinda baslayan bu adaletsiz görev dagilimi kadinlarin ve kiz çocuklarinin daha fazla is yüklenilmesi gibi cinsiyete dayali kliseleri de besleyerek bu kliselerin nesiller arasinda aktarimini kolaylastiriyor. Egitim elbette son derece önemli ancak o da tek basina yeterli degil . Kiz çocuklarinin ayni zamanda cesaretlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet esitsizliginin kendilerine dayattigi rollerin disina çikmalari gerekir.       Çocuk Haklari Sözlesmesi, ülkelerin çogunun onayladigi, çocuklarin temel haklarini özgürce kullanabilmeleri için hazirlanmistir. Çocuklarin en dogal haklarindan olan egitim, saglikli bir çevrede yasayabilme gibi haklari için gerekli maddi ve manevi ihtiyaçlari saglanmaya çalisilmaktadir. Buna ragmen çocuk haklari ihlal edilen ülkeler de bulunmaktadir. Savas durumda olan veya ekonomik sikinti çeken ülkelerde çocuklar temel hak ve özgürlüklerini yasamakta çok büyük sorunlar yasadiklari aci bir gerçek. “Unutmamak gerekir ki dünya’yi çocuklar kurtaracak” daha bilinçli egitimli gelecege güvenle bakan gerçek haklarindan faydalanan çocukluklarini tam olarak mutlulukla, sevgiyle yasayan özgür kendine güvenen kendini ve ülkemizi gelecege umutla tasiyan kizlarimizin çocuklarimizin olmasi dilegiyle sevgiyle kalin…