Gözden kaçırmayın

Resmi gazetede yayınlandı 16 ile yeni vali atandıResmi gazetede yayınlandı 16 ile yeni vali atandı

Dogu Türkistan 70 yildir Çin isgali altinda yasayan bir Islam yurdudur. Isgalle birlikte baslayan zulüm ve iskenceler sürekli yeni bir boyut kazanarak devam etmektedir. Dogu Türkistan tipki Filistin gibi, Arakan gibi, Kesmir gibi hiçbir zaman zulmün eksik olmadigi bir cografyadir. Zaman zaman iskencenin sekli degismekte fakat mahiyeti ve hedefi degismemektedir. Çin, isgalin basindan bu yana Müslüman Türk kimligini yok etmeyi amaçlamaktadir. Islam’in asil mensuplari olan Uygur Türkleri inançlarina, kültürlerine ve kimliklerine sahip çiktiklari için katliamlara, soykirimlara maruz kalmislardir. Çin, Dogu Türkistanli Müslüman Uygurlara iki seçenek sunmaktadir: Ya asimile olur ve bir Çinli gibi yasarsiniz ya da ölürsünüz. Islami kimlikleri yok edilmek istenen Dogu Türkistanli kardeslerimiz Çin Fasizmince uygulanan sistematik iskence yöntemleriyle karsi karsiyalar. Daha önceden kültür devrimi altinda yaptigi zulümleri yeniden hortlatan Komünist Dikta yönetimi bölgeye getirdigi Çinlileri Uygurlularla kardes ilan ettigini söyleyerek her eve bir Çinli yerlestirme karari aldi. 66 yildir Çin isgali altinda bulunan Dogu Türkistan kapali bir yönetim sistemi altinda oldugu için yasadigi zulümleri dünyaya yeterince duyuramiyor. Baski altinda varolus mücadelesi veren Uygurlu Müslüman kardeslerimiz soykirim tehlikesi yasamaktadir. Bugün Dogu Türkistan’da Müslümanlar zaten isgal altindaki yurtlarinda tam bir esarete mahkûm edilmek istenmektedir. En ufak bir direnisin, Müslümanca yasama çabasinin karsiligi siddet, iskence ve ölümdür. Her geçen gün yeni yasaklar getiren Komünist diktatörlük Dogu Türkistan’da ezan okunmasina, toplu namaz kilinmasina ve oruç tutulmasina izin vermiyor. Inanç özgürlügünü ayaklar altina alan Çin yönetimi dine ait her seyi yasaklamis durumda.   Uygurlu Müslümanlarin çocuklarina Müslüman isimler vermesi yasak. Müslümanlarin birbirlerine selam vermesi yasak. Kur’an-i Kerim okumak yasak. Dua kitabi ve bayrak bulundurmak yasak. Kadinlarin basörtüsü takmasi yasak.   Çin’in Dogu Türkistan’da getirdigi yasaklar ve uyguladigi agir cezalar sonucu Dogu Türkistan dünyanin en büyük açik hava cezaevine dönüsmüstür. Çin zindanlarinda 350 bin Müslümanin bulundugu tahmin ediliyor. Yalnizca Müslüman olduklari için hapse atilan Uygurlu kardeslerimiz kötü sartlar ve çesitli iskenceler altindadir. Hapse atilan Uygurlulardan saglikli bir haber dahi alabilmek imkânsiz hale gelmistir. Dogu Türkistan’in üzerindeki baskilar her geçen gün artarken yasanan zulümler daha Birlesmis Milletlerin gündemine bile girememistir. Uygurlu kardeslerimiz kendilerine yapilan zulümleri sinirli imkânlarla duyurmaya çalisirken Emperyalist Batili devletler, Çin yönetiminin zulümlerini kendi çikarlari dogrultusunda manüple etmenin pesindeler. Daha önce Tibet’te yapilan zulümleri kendi çikarlari için kullanan Amerikan Emperyalizmi Dogu Türkistan’da yasanan acilardan menfaat devsirmekten baska bir sey düsünmemektedir. Dogu Türkistanli kardeslerimizin gözü ve kulagi Türkiye’dedir. Türkiyeli kardeslerinden baska acilarini paylasan ve acilarini sona erdirmek isteyen baska bir kimse yoktur. Bunun için Türkiye bir an önce Çin’e baski yaparak gerekli girisimlerde bulunmalidir. Komünist dikta yönetimini uyguladigi asimilasyon politikalarindan vazgeçirmek için gerekli diplomatik adimlar atilmalidir. Zulmeden gerek Batili Emperyalistler olsun gerekse Dogulu Komünistler olsun acinin rengi hiç degismiyor. Isgal edilen topraklar yine Müslüman topragi, akan kan yine Müslüman kanidir. Yeryüzü istikbarinin yaptigi zulümlere son vermek için yeniden ümmet bilincini kusanmaliyiz. Müslümanlar olarak suna inaniyoruz: topraklarimizin özgürlesmesi ancak zihinlerimizdeki ve ruhlarimizdaki prangalari parçalamamizla mümkün olacaktir. Cografyamizi bölen sinirlari önce gönüllerimizde ve zihinlerimizde ortadan kaldirmaliyiz. Dogu Türkistan meselesi bizim meselemizdir. Bunu böyle kabul etmek zorundayiz. Herhangi bir devletin iç sorunu olarak görüp uzaktan seyredecegimiz, sesimizi çikarmadan olup biteni sineye çekecegimiz bir durum söz konusu degildir. Ortada büyük bir zulüm, soykirim ve insanlik suçu vardir. Bu zulme ve soykirima maruz kalanlar da bizim kardeslerimizdir, BIZIZ. Kimse bizden sessiz kalmamizi, sakin olmamizi beklemesin. Engel olamadigimiz bu zulmü tüm dünyaya haykirmaktan bile geri duracaksak biz önce kendimizi bu duyarsizlik batakligindan kurtarmak için çabalayalim. Arakan’dan Dogu Türkistan’a, Filistin’den Yemene, Suriye’den Afganistan’a kadar yasanan acilara engel olmak için her seyden önce topluca Allah’in ipine simsiki sarilmaliyiz. Bu gün belki adalet elimiz Çin zulmüne engel olamiyor; ancak gün gelecek adalet elimiz tüm yeryüzü mazlumlarina uzanacak ve zulmün yeryüzündeki hükümranligi yikilacaktir. Unutmayalim ki hepimiz gücümüzün yettigini yapmakla sorumluyuz. Yaptiklarimizin hesabini verecegimiz gibi yapmamiz gerekirken yapmadiklarimizin da hesabini verecegiz. Yasasin Dogu Türkistan! Yasasin Islam Milletinin Kardesligi! Zalimler için yasasin cehennem! Kahrolsun Çin Komünizmi. Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi. Kahrolsun küresel müstekbirler.