Gözden kaçırmayın

Kütahya'da Doğa Yürüyüşü EtkinliğiKütahya'da Doğa Yürüyüşü Etkinliği

Prof. Dr. Veysel Eroglu – 22.03.2021 Bütün vatandaslarimizin 22 Mart Dünya Su Günü’nü gönülden kutluyorum. Birlesmis Milletler tarafindan tatli su kaynaklarina ehemmiyetine dikkat çekmek ve tatli su kaynaklarinin sürdürülebilirligini saglamak maksadiyla her yil farkli bir tema ile tertip edilen 22 Mart Dünya Su Gününün bu yil ki temasi “Suyun Degeri” olarak belirlenmistir. Hayati öneme haiz bir madde olan su, canli hayati için vazgeçilmez bir nimettir. Su; kurakliktan çatlamis topragin, susamis agacin, boynu bükük karanfilin ihtiyacidir. Yeni dikilen fidanin, topraga saçilan tohumun can dostudur. Ülkemizin Su Kaynaklarinin Her Bir Damlasini Gözümüz Gibi Koruduk… Türkiye, yari kurak iklim bölgesinde oldugu için yagislar mevsimlere ve bölgelere göre farklilik göstermektedir. Artan nüfus ve gelisen sanayi ile birlikte su kaynaklari üzerindeki baski da artmaktadir. Suyun bu derece önemli olmasi, artan nüfus ile birlikte kisi basi kullanilan su miktarinin artmasi ve iklim degisiminin etkilerinin daha fazla hissedildigi son yillarda su kaynaklarimizin önemi daha fazla ortaya çikmistir. Bütün bu unsurlari birlikte degerlendirdigimizde Türkiye’de baraj ve gölet gibi su biriktirme yapilarinin yapilmasi bir zarurettir. Ülkemizde son yarim asirdir su ile alakali çalismalar yapan, son çeyrek asrinda da ISKI ve DSI Genel Müdürlügü ile Çevre ve Orman Bakanligi ile Orman ve Su Isleri Bakanligi vazifelerinde bulunmus biri olarak ülkemizin son 18 yilda su alaninda muazzam çalismalara imza attigini açiklikla söyleyebilirim. Son 18 yilda 255 milyar TL’lik 8.697 adet tesisi aziz milletimizin hizmetine sunduk. Türkiye baraj ve gölet insaatinda Dünya’nin ilk üç ülkesinden biri olmustur. Hizmete aldigimiz tesislerden 600’ü baraj, 590’i ise hidroelektrik enerji santralidir. Bu tesisler arasinda ülkemizin 249 metre yüksekligi ile en yüksek baraji olan Artvin Deriner Baraji, 218 metre yüksekliginde Karaman Ermenek Baraji, Ege’nin 141 yillik hayali Çine Adnan Menderes Baraji gibi dev tesisler de bulunmaktadir. Hizmete aldigimiz tesislerden biri de Sayin Cumhurbaskanimizin ismimi verdigi, ülkemizin ve Dünya’nin en büyük barajlarindan biri olan Ilisu Prof. Dr. Veysel Eroglu Barajidir.   Saglikli ve yeterli miktarda içmesuyuna erisim her bir vatandasimizin en tabii hakkidir. Çünkü biz biliyoruz ki salgin hastaliklarin çogu susuzluktan kaynaklanmaktadir. Içinde bulundugumuz salgin döneminde bütün illerimizde içme ve kullanma suyu bakimindan hiçbir sikinti yasanmamistir. Ancak biz iktidara geldigimizde 76 sehrimiz içmesuyu sikintisi yasiyordu. Bu konuda her bir ilimizin nüfus ve su kaynaklarini ele alarak 81 Il Içmesuyu Eylem Plani hazirladi. Bu eylem plani çerçevesinde 262 adet içmesuyu tesisini hizmete alarak sehirlerimizin 2040, 2050 ve hatta 2071 yilina kadar içmesuyu mes’elesini kökünden çözdük. Sulamalar Sayesinde Türkiye Gida Üretiminde Merkez Haline Gelecek… Bir ziraat ülkesi olan ülkemizde sulamalar çok önemlidir. 2020 yili basinda bütün Dünya’nin gündemine gelen Covid-19 salgini sürecinde, içlerinde ABD, Ingiltere, Fransa, Italya gibi ülkelerde marketlerde yasanan yagmalamalara bütün Dünya sahit oldu. Allah’a sükür ülkemizde böyle bir manzarayla karsilasmadik. Çünkü ülkemizin sahip oldugu münbit topraklarin büyük bölümünü son 18 yilda suyla bulusturduk. Ülkemizde toplam ekonomik sulanabilir alani 8,5 milyon hektar olup, son 18 yilda yaptigimiz çalismalarla sulama yapilan alani 6,7 milyon hektara yükselttik. Sulamaya açilan bu alanlarda uygun ziraat yapilmasi halinde yillik 50 milyar TL zirai gelir artisi saglamak mümkündür. Suyumuzu etkin kullanmak için 2003 yilinda itibaren açik veya klasik sistem olarak bilinen iptidai sulama sistemlerinden kapali sistem, damlama ve yagmurlama sistemlerine geçtik. Söz konusu bu modern sulama sistemleri az su ile çok alani sulamak ve daha fazla ürün almak mümkün olmaktadir. Yerli ve Yenilenebilir Enerji Kaynagimiz “Hidroelektrik Enerji Üretiminde”  Büyük Bir Hamle Gerçeklestirdik... 2002 sonunda AK Parti iktidara geldiginde, Türkiye enerji kaynaklari bakimindan disa bagimli bir ülkeydi. Dolayisiyla cari açigimizin en temel sebebini de enerji ithalati olusturmaktaydi.  AK Partinin iktidarindan önce 30 büyük baraj ve HES Projesi ile 14 sulama tesisi için, Hazine garantili olarak Hükümetler Arasi Ikili Isbirligi Anlasmasi imzalanmisti. Bu anlasmalar için Hazine Müstesarligi, Libor + %2,5 kredi faizini kabul ediyor, ayrica yabanci kredi kuruluslari müteahhitlerden %15’e kadar varan ilave faiz oranlari talep ediyordu. Bu sebeple barajlarin maliyetleri 5-6 kat artarken, insaat süreleri de uzuyordu. Hazinemize çok fazla yük getiren bu durumun önüne geçmek için çok önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. O dönem insaatlari baslamis olan Artvin Deriner Baraji ile Karaman Ermenek Baraji haricindeki diger büyük baraj ve HES projelerinde Hükümetler Arasi Ikili Isbirligi Anlasmalarini kanuni düzenlemeyle iptal ettik. Ardindan 2003 yilinda “Su Kullanim Hakki Anlasmasi Yönetmeligini” hazirlayarak enerji üretimini özel sektöre açtik. Yapmis oldugumuz bu reform sayesinde devletimizin üzerinden 65 milyar $ borçlanma yükünü kaldirdik. Uygulamaya koydugumuz Su Kullanim Hakki Anlasmasi Yönetmeligi ile söz konusu bu baraj ve HES’leri özel sektöre açtik. Özel sektör bu barajlari Yap-Islet-Devret usulü ile insa ederek enerji üretip belli bir süre sonra bedelsiz olarak Devlete devredecektir. Ayrica bazi HES’ler üretilen her bir kWh enerji için Devlete katki payi bedeli ödemektedir. Yaptigimiz bu büyük reformla 2003 yilinda 26 milyar kWh olan hidroelektrik enerji üretimimiz, DSI ve özel sektörün gayretleri ile 108 milyar kWh’a yükselmistir. Devletimizin üzerinden 65 milyar $ borçlanma yükü kalkmis ve ayrica üretilen hidroelektrik enerji sayesinde her yil 15 milyar TL dogalgaz ithalatindan tasarruf edilmektedir. Ülkemizin sahip oldugu 96.000 MW olan toplam kurulu gücümüzün %33’ü olan 32.000 MW’i hidroelektrige aittir. Can ve mal kaybina sebebiyet veren taskinlari önlemek için 5.091 adet dere islahini gerçeklestirdik. Özellikle sehir içlerinden geçen dereleri estetik bir sekilde islah ederek, çevre düzenlemesini de yaparak sehirlerimizin gerdanligi haline getirdik. Devlet Su Isleri Genel Müdürlügü, ülkemizin en büyük yatirimci kurumlarindan biridir. Ben de uzun yillar Genel Müdürü olarak ve Bakani olarak DSI araciligi ile Aziz Milletimize hizmet etmenin gururunu yasiyorum. DSI’nin yesil is makinasi bir yere vardigi zaman orada bayram havasi olur. Çünkü DSI’nin yesil is makinasi yatirimin, bereketin, refahin müjdecisidir. Bu çalismalarda emegi geçen basta Devlet Su Isleri Genel Müdürlügü olmak üzere Su Yönetimi Genel Müdürlügü ve Türkiye Su Enstitüsünün fedakâr çalisanlarina tesekkür ediyor, bütün vatandaslarimizin 22 Mart Dünya Su Gününü tekrar tebrik ediyorum” dedi. Afyon HABERI