Gözden kaçırmayın

Kütahya'da Doğa Yürüyüşü EtkinliğiKütahya'da Doğa Yürüyüşü Etkinliği

& Beldemiz Dergisinin kisa bir süre sonra yayinlanacak 74. sayisina konuk olan Belediye Baskani Burhanettin Çoban, Belediye hizmetleri ve özel hayatina iliskin çok özel açiklamalarda bulundu. Yerel seçimlere 1,5 yildan az bir süre kala üçüncü dönem için de aday adayi olacaginin sinyallerini veren Baskan Çoban, Partimiz, partimizin yetkili kurullari uygun görüp tekrar aday gösterirlerse seçim kampanyamiza baslayip yine çok güzel projelerle halkimizin karsisina çikacagiz dedi. – Burhanettin Çoban kimdir? – 1962 yilinda Afyonkarahisar'da dogdu. Sirasiyla Cumhuriyet Ilkokulu, Imam Hatip Lisesi Orta Okulu, Meteoroloji Teknik Lisesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Parasiz yatili ögrenci olarak Meteoroloji Teknik Lisesi'nde okudugundan dolayi mezun oldugu 1980 yilinda Izmir Çigli Havaalani'na meteoroloji teknisyeni olarak atandi. Memuriyet görevinden Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdigi 1985 yili sonunda istifa ederek ayrildi.Evli ve üç çocuk babasi olan Burhanettin Çoban; 1988 yilindan, Belediye Baskani seçildigi 2009 yilina kadar, Afyonkarahisar'da avukat olarak çalisti. Siyasi hayatina 1978'li yillarda MTTB Ankara Orta Ögretim Komitesinde basladi. 12 Eylül öncesinde iki yil süreyle MTTB Ankara Ortaögretim Komitesinde çalismis olup,1984 yilindan sonra da çesitli siyasi partilerde yönetim kurulu üyeligi, merkez ilçe baskanligi ve 10 yil süreyle de Belediye Meclis Üyeligi yapti. 2002 yilinda 30 arkadasi ile birlikte AK Parti Afyonkarahisar Il Teskilati'ni kurdu. 2002 yilindan beri de kurucusu oldugu AK Parti'nin Afyonkarahisar Il Baskani olarak görev yapmakta iken Afyonkarahisar Il Belediye Baskanligi aday adayligi için 01.12.2008 tarihinde görevinden istifa etti. 29 Mart 2009 Mahalli Idareler Seçimi'nde Afyonkarahisar Belediye Baskanligina seçildi.30 Mart 2014 tarihinde yapilan yerel seçimlerde ikinci kez ayni göreve seçildi, Afyonkarahisar Belediye Baskanligi görevine devam etmektedir. – Meteoroloji teknisyenliginden ayrilip neden avukatlik meslegini tercih ettiniz? – 1977 yilinda parasiz yatili sinavlarinda o zaman Türkiye'de tek olan Ankara Meteoroloji Teknik Lisesi'ni kazandim. Normalde dört yillik bir okuldu burasi ve mezun olanlar lise fen kolu diplomasi aliyordu. Ancak 1980 yilinda okulumuzda siyasi bir tartisma çikti, bundan dolayi ben dâhil 11 arkadasimiz disiplin cezasi aldi ve bizleri üçüncü siniftan mezun ettiler. Yani ben lise fen kolu diplomasi alacakken meslek lisesi diplomasi almak zorunda kaldim. O zaman için iyi üniversitelerden sadece Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi meslek lisesi mezunu aliyordu. Bundan dolayi okulu birincilikle bitirdigim için kuraya katilmadan Izmir Meteoroloji teknisyenligini seçtim. O esnada hem devlet memuriyeti görevini yaptim hem de fakülteyi bitirdim. Bitirir bitirmez de istifa ettim. Normalde amacim hâkim-savci olmakti. O zamanlar Türkiye'de üç tane hukuk fakültesi vardi ve çok ciddi hâkim-savci açigi vardi. Bundan dolayi her hukuk fakültesi mezunu ister bayan, ister erkek olsun hâkim-savci olmak isteyince hemen olabiliyordu. Çünkü avukatliga talep daha fazlaydi. Siyasete de merakli olmam nedeniyle benim için avukatligin daha uygun olduguna karar verdik. Hâkim-savci olmaktan vazgeçip görevimden istifa ettim. Afyon'da avukatliga basladim. Belediye Baskani oldugum güne kadar 21 yil boyunca fiilen avukatlik yaptim. – Üç kelimeyle Burhanettin Çoban'i anlatir misiniz? Desek bu kelimeler ne olur? – Ben 2009 yilinda belediye baskan aday adayi iken basin toplantisinda arkamda su slogan vardi. Milli Sairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un Umar Miydin? adli siirinden bir misra; Çalismak!.. Baska yol yok, hem nasil? Canlarla, baslarla. üç kelimeden fazla ama beni anlatan en güzel misra bu. – Siyasi hayata ilk ne zaman atildiniz? – Babam Hafiz Halil Çoban, Afyon'da ilk defa hatimli teravih gelenegini baslatan kisidir. Ayrica kendisi imam oldugu için ailemiz muhafazakâr bir aileydi. 1969-70'li yillarda merhum Necmettin Erbakan, önce Konya'dan Adalet Partisi'nden aday olmak istemis, ancak Süleyman Demirel veto etmisti. Sonrasinda kendisi Konya'dan bagimsiz aday olurken bilahare Millî Nizam Partisi'ni kurdu. Bu esnada sehirleri turluyordu ve simdiki Zülali Camii'nin arka bölümünde 1973 yilinda bir miting yapti. O mitingde ben de hemen Erbakan Hoca'nin dibindeydim. 11 yasinda bir çocuktum ve konusmasini teybe almistim.O zaman herkeste ya da her ailede olmayan bir teypti. Babam Almanya'dan bir akrabamiza getirtmisti. Üç maas kadar para ödemisti o teybe. Ondan sonra bizim siyasi çalismalarimiz baslamis oldu. – Belediye Baskani olmayi neden istediniz? – Siyasette aktif olarak yer alanlar, parti teskilatlarinda, milletvekilliginde, belediye baskanliginda, belediye meclisinde veya il genel meclisinde görev alirlar. Ben de erken yaslardan itibaren Milli Türk Talebe Birligi'nde, Akincilar Dernegi'nde görevler aldim. Hem de çok zorlu bir dönemde. Simdiki nesil 12 Eylül öncesi Türkiye'deki ortamin nasil oldugunu bilemez. Her gün onlarca insanin terör nedeniyle öldürüldügü bir sehirde (Ankara) ögrenci olarak okudum. Ancak o atmosferde bile Ankara'da Milli Türk Talebe Birligi'nden hiç ayrilmadim. Insanlara hizmet etmekti amacimiz. Tüm dünyada insanlarin hayrina yönelik hizmet etmeyi önemli addeden bir suurda olan yapida yetistik. Dolayisiyla Belediye Baskanliginin insanlara hizmette önemli bir görev oldugunu düsündüm. Olmaz ama hadi oldu diyelim; AK Parti'den bana, Burhanettin Çoban, seni biz 1. siradan milletvekili adayi göstermek istiyoruz ne dersiniz. diye sorsalar: Efendim, bu emriniz talimatiniz degilse ben belediye baskanligi görevinde daha faydali olacagima inaniyorum eger uygun görürseniz ben belediye baskani adayliginda devam etmek istiyorum. diye cümle kurarim. Bu da insanlara hizmet etmenin en güzel yolunun belediye baskanligindan geçtiginin göstergesidir bana göre. Bu nedenle belediye baskanligini seçtim. – Belediye baskanliginin en sevdiginiz yönleri neler? – Insanlar sehrine hizmet eden insanlari aradan uzun yillar geçse de unutmuyorlar. Hele ki günümüzde internet var. Googleden arsiv gibi aradiginiz her seyi bulabiliyorsunuz. 50 yil sonra Google'ye girip Hidirlik Yolu yazsaniz, Hidirlik Yolu'nu Belediye Baskani Burhanettin Çoban açti diye çikacaktir. Dolayisiyla sehre kalici hizmetler yapilmasinda belediye baskanliginin çok büyük bir artisi var. Düsünün bir sehri bastan sona yeniliyorsunuz ve bu yenilemede sizin imzaniz var. Iste bunun verdigi mutlulugun ölçüsü olamaz. Ayrica bir belediye baskaninin hizmetlerinden dolayi çocuklarina ve torunlarina birakacagi mutlulugun tarifi yoktur sanirim. Ayrica insan aslinda kendinin de bir göstergesidir. Bir insan bir seyler yapiyor muyum? Yapmiyor muyum? Ya da basarili miyim? Basarisiz miyim? Sorularina kendisi de cevap verebilir ve kendisini ölçebilir. Yapilan isler, istatistikler ve rakamlar ortada. Örnegin, sizin bir yilda döktügünüz asfalt ile 10 yil önce dökülen asfalt miktarinin arasinda 10 kat fark varsa basarili oldugunuzu görebiliyorsunuz. Bunlar mutluluk veren seyler. Bir de ilkleri yapmak çok önemli. Biz bunu 2009 yilinda beri basardik. Ilk dönemimizde Afyon Tarihi'nde insanlarini aklinin almayacagi çok büyük altyapi hamlelerine girdik. Bu çalisma esnasinda tabi insanlarda bir takim huzurluklar ortaya çikiyor ama hizmetin degerini bilenler de oluyor. Örnegin, altyapi çalismalari devam ederken, inceleme yapmak için Olucak Mahallesi'ne gittim. Mahallede yasayan 70 yaslarinda bir agabeyimiz yanimiza gelip; Sayin Baskanim ben 50 sene önce Belediye'nin buraya yollari açmak için geldigini biliyorum, 50 yil sonra ilk defa yeni bir hizmet için siz geldiniz. dedi. Bu sunu gösteriyor aradan 50 yil geçse de insanlar hizmetleri unutmuyor. Belediye baskanliginin baska güzel yönü de su. Biz Müslüman bir milletiz ve dinimizde de sadaka-i cariye diye bir sey var. Yani insanlarin kullanmaya devam ettigi seyleri yapmak. Mesela bir dag yolu var, insanlar ve hayvanlar oraya gitmekte zorlaniyor. Siz bu yolu açiyorsunuz; insanlar ve hayvanlar bu yolu daha rahat kullaniyor. Bir köprü yapiyorsunuz; insanlar ve hayvanlar kullaniyor. Bir yere su götürüyorsunuz; yesillik yapiyorsunuz, insanlar ve hayvanlar faydalaniyor. Dolayisiyla hizmet devam ettigi müddetçe buradaki güzellikler ve sevaplar, bunu yapan kisilerin hanesine yaziliyor. Belediye baskanliginin böylede güzel bir yönü var. – Belediye Baskanligi yaparken keske Belediye Baskani olmasaydim dediginiz oldu mu? – Insanlarin çogu zaman; bizi rahatsiz ettigi, haksiz yere elestirdigi, iftira attigi dönemler oluyor ama siyasete giren üstelik belediye baskanligi gibi bir göreve gelen kisiler bunlara alisik olmak zorunda. Dolayisiyla keske Belediye Baskani olmasaydim gibi bir cümle asla kullanmadim ama üzülüp yipranmadigimiz anlar da hiç olmadi degil. – Afyonkarahisar Belediyesi'nin en çok para harcadigi yatirimlar neler? – Afyonkarahisar Belediyesi, 2008 yilina kadar yilda ortalama toplam tüm yatirim harcamalari 10 milyon lira bile olmayan bir belediyeydi. Biz bugün, Kent Meydani projemizin ilk etabina 22 milyon lira harciyoruz. Atiksu aritma tesisimiz 35 milyon liraya maloldu. Mesela geçen dönem bir pazaryeri yaptik.12 milyon lira harcadik. Spor Kompleksi içinde sporcu oteli yapiyoruz, tefrisati hariç 15 milyon lira para harciyoruz. Ilkine basladigimiz, ikincisini ihale ettigimiz dört tane batti-çikti projemiz var. Yine ilkini yaptigimiz ikincisine basladigimiz, iki köprü projemiz var. Bunlarin toplam maliyeti yaklasik 60 milyon lira. Bunlar önemli yatirimlar. Geçen dönem Akarçay Rekreasyon Alanimiz büyük ses getirdi. DSI ile ortak yapmistik. Orman ve Su Isleri Bakanimiz Sayin Veysel Eroglu'nun çok büyük destekleri oldu. Bakanlik sadece derenin iç kismiyla ilgilendi. Bizde Belediye olarak, oraya akan yagmur suyunun deplase edilmesi ve peyzaj çalismalari için yaklasik 20 milyon lira harcadik. Mehmet Sami Hancioglu Masal Dünyasi Parkimiz 6-7 milyon liraya mal oldu. Atatürk Hatira Ormani ve Mesireligimiz için yine 6 milyon lira harcadik. Bunlar sunu gösteriyor; Afyonkarahisar Belediyesi artik bin-iki bin metrekarelik parklar yapmak yerine temali parklar yapiyor, üstelik bir parka 5-6 milyon lira para harciyor. – Yapmak isteyip yapamadiginiz bir hizmet var mi? Neden? – Her ne kadar ilk dönemimizde su ve kanalizasyonda büyük atilimlar yaptik desek de su an hala bazi ana hatlarimizda asbest boru var. Milli Birlik, Bankalar Caddesi gibi... Bir tek buralari degistiremedik. Çünkü bu bölgelerimizde yollar ve alternatif yollar çok dar. Bu ise giremedik bir noktada cesaret edemedik ama insallah Allah nasip ederse üçüncü dönemimizde buralari da yapacagiz. Bir de seyyar saticilar ve kaldirim isgali noktasinda çok basarili oldugumuzu söylemek mümkün degil. – Insanlar sizinle nasil görüsebilirler? – Benim kartvizitimde cep telefonu numaram ve e-mail adresim yazili. Ayrica vatandaslarimiz, hafta içi ögleden sonra gelmek ve sirasini beklemek kaydiyla benimle çok rahat görüsebiliyorlar. 8,5 yildir Belediye Baskaniyim, bu süreçte hiç bir vatandasimiz benimle görüsmek isteyip de görüsemedigini söyleyemez. Bazen, Bakanimiz veya vekillerimizle incelemeye gezisine çikiyoruz. Vatandasimizin birisi Belediye ile ilgili bir talebi onlara iletiyor. Diyorum ki sen bana geldin mi? Geldim ama sen yoktun diyor. Makamda miydim? Diye soruyorum, yoktun diyor. Bizim hiç mi toplantimiz olmayacak? Vatandasimiz, benim olmadigim bir gün Belediye'ye geliyor, Geldim ama görüsemedim. diyor. Söyle de bir düsünce var. Ben istedigim zaman Belediye'ye gideyim ve istedigim an Baskan'la görüseyim. Böyle bir sey mümkün degil, çünkü bizimde programimiz var. Örnegin simdi sizinle bu röportaji yapiyoruz. Bu esnada vatandasimizin birisi gelse; Baskan'la görüsmek istiyorum. dese, sekretaryadaki arkadaslarimiz: Elbette ancak su an Baskanimiz müsait degil görüsmesi var. diyeceklerdir. Bu sekilde olanlarin disinda Ben ögleden sonra geldim, bekledim ama Baskan'la görüsemedim. diyen olamaz. Hatta bunu ileri götürenler bile var. Evinin önünde yapilan bir çalismayla ilgili beni arayan vatandaslarimiz oluyor. Belediye'yi aradiniz mi? Diye soruyorum, Belediye'yi aradik ulasamadik diyorlar. Yani demek ki Belediye'ye ulasamiyorsun ama Belediye Baskanina ulasabiliyorsun. Hatta daha ilerisini söyleyeyim, bir vatandasimiz; Baskanim ben surada oturuyorum. Babaannemiz vefat etti. Buraya bir cenaze araci gönderebilir misiniz? diye beni ariyor. Tabi ki bunlardan gocunmuyorum. Elbette ki vatandaslarimiza her sekilde hizmet edecegiz. Ben sadece, halkimizin bana ulasiminin ne kadar kolay oldugunu ifade etmeye çalisiyorum. 20 yildir ayni telefon numarasini kullaniyorum ve herhangi bir gizli numaramda yok. Bazi belediye baskanlarinin sadece özel kalemlerinin ve ailesinin bildigi numaralari vardir ama bizde öyle bir sey yok. – AK Parti'de kuruculuk ve geçmiste AK Parti Il Baskanligi yaptiniz? Simdiki yönetimin çalismalarini nasil buluyorsunuz? – Simdiki Il Baskanimiz da benim meslektasim. Avukat bir arkadasimizin il baskanliginda bulunmasi gerçekten çok zordur. Çünkü isini takip ettigi müvekkiller geldigi zaman onu bürosunda bulmak ister. Durusmasi varsa onun katilmasini ister. Iktidar partisi il baskanligi da zamaninin büyük çogunlugunu büroda degilde partide geçirmesini gerektiren bir görevdir. Ama buna ragmen Il Baskanimiz, 50 kisilik il yönetimimiz, kadin kollarimiz, gençlik kollarimiz ve merkez ilçe teskilatimizin partimizin verdigi görevleri, partimizin çalisma ilkeleri dogrultusunda çok güzel hizmetler vererek yaptiklarini görüyor, hepsini tebrik ediyorum. – Göreve geldiginiz günden, bugüne sizi en çok üzen ve etkileyen sey neydi? – 2009 yilinda göreve basladigimizda, Alimoglu Mermer ile çok ciddi ticari iliskileri olan Yanni isimli Yunan bir vatandas Ibrahim Alimoglu ile beraber bana geldiler. Türkiye'yi ve özellikle Afyonkarahisarlilar'i çok sevdigini belirten bu kisi, Pekin'de Afyon'la ilgili fuar açacagini söyleyip, benim de katilmami istedi. Hatta Vali Bey ile Ticaret ve Sanayi Odasi Baskanimizi da davet etmis. Ancak tam fuara çikacakken, Valimiz ve Ticaret ve Sanayi Odasi Baskanimizin isi çikti. Ben de mahcup olmasin diye Ibrahim Alimoglu ile beraber gittim. Orada, Afyon Kalemiz ve tarihi evlerimiz maket olarak canlandirilmisti. Ayrica musikimiz, yöresel lezzetlerimiz tanitiliyordu. Bizden bir kurus bile almadan cebinden 70-80 bin avrodan fazla harcama yaparak ilimizle ilgili sergi açmis. Çin dönüsünde Afyon'da, Birçok Yunanli turist Türkiye'ye geliyor. Izmir'den Ankara'ya geçiyor ama Afyon'u gezmiyorlar dedi. Allah'tan Kanal 3 kameramani da oradaydi. Ben de; Kurtulus Savasi'nda Yunanlilar ta Izmir'den Ankara yakinlarina kadar bölgeyi isgal etmis, bu isgalde bir yildan fazla sürmüs ve Atatürk Kurtulus Savasi'ni baslattigi andan itibaren bizdeki rakamlara göre 60-70 bin Yunan bizim topraklarimizda yatiyor. Nasil Çanakkale'de Anzaklar her yil ziyarete geliyorsa, Yunanlilarin simdiki yasayan torunlari ya da torunlarinin çocuklarinin bu bölgeye gelmesi saglanabilir mi? dedim. Hatta nasil yapilacagi ilgili de söyle bir örnek verdim; Bizim Genelkurmay Baskanligimizin kayitlarinda hangi yere Yunan ölülerinin gömüldükleri bellidir. Özellikle 'Yunan ölüleri' ifadesini kullandim. Bunlarin etrafi çevrilse bir duvarla ve oraya girise tek tek isimlerini yazsak, bu sekilde ayni Çanakkale'de oldugu gibi bunlarin torunlarinin çocuklarini Afyon'a gelmesini saglariz. Çünkü bizim Kurtulus Savasi'ndaki sehit sayimiz 6-7 bin civarinda Yunanlilarin 60-70 bin ölüsü var. Buraya Çanakkale'den bile fazla turist getirebilir cümlesini kullandim. Ama bunu gazetelere 'AK Partili Afyon Belediye Baskani Yunan Sehitligi' yapacak diye yaydilar. Bundan dolayi birçok yerden tepki oldu. Belediyemizin önüne siyah çelenk biraktilar. Özellikle Kamu-Sen Il Baskani ciddi protesto yapti. Allah'tan video kaydi var. Çakmak Otel'de Kamu-Sen Il Baskanini ve gazetecileri çagirarak konusmami dinlettim. Kamu-Sen Il Baskani kaydi dinleyince, 'Gazetedeki beyanlara dayanarak bu eylemleri yaptik ama konusmanizda sizin böyle bir sey demediginizi gördüm' diyerek affini orda açikladi. Biz de ona tesekkür ettik. Ama bu Türkiye'de bizim istemedigimiz sekilde yayildi. Bakin aradan 8-9 yil geçmesine ragmen bundan 3-4 ay önce yine bu konu sanki yeni bir seymis gibi bir internethaber sitesinde gündeme geldi. Açiklama göndermek zorunda kaldim. Bu gerçekten derinden yaraladi bizi. – Personelinizle ilgili görüsleriniz nelerdir? – Biz bir takim ve aileyiz. Insanlar tek basina hiç bir sey yapamazlar. Belediye Baskani ne kadar meziyetli ve becerikli; Belediye'nin is makineleri ve maddi durumu ne kadar elverisli olursa olsun, bu isleri yapan Belediye personeli görevini iyi yapmazsa kesinlikle ve kesinlikle basari saglanamayacagi gibi hizmetlerde artmaz. Tabi biz bu basariyi yakalamissak ikinci kez seçilme imkâni bulmussak, en tepedeki belediye baskan yardimcimizdan, en ücra kösedeki temizlik personelimize kadar hepsinin emegi büyüktür. Bizim hizmet alimlariyla beraber yaklasik bin 600 personelimiz var. Bunlarin içerisinde görevini layikiyla yapmayan, aldigi maasin hakkini vermeyen yok degil, var ama bunlarin sayisi 20'yi-30'u geçmez. Genel itibariyle yüzde 98 personelimiz görevini en iyi sekilde yapiyor aldigi maasi da hak ediyor hepsini tebrik ediyor, tesekkür ediyorum. – Bir dahaki seçimde aday olacak misiniz? – Biz 3 dönem için Allah nasip ederse bu göreve geldik. Insallah tekrar 2019-2024 dönemi içinde nasip olursa belediye baskan aday adayi olacagiz tabi ki. Partimiz, partimizin yetkili kurullari uygun görür tekrar aday yaparlarsa seçim kampanyamiza baslayip yine çok güzel projelerle halkimizin karsisina çikacagiz. – Belediyecilikte tecrübe ne kadar önemli? – Her ne kadar insanlar yasadiklari sehre baskan olsa da belediyecilik bambaska bir sey. Dolayisiyla insan belediyede de her olayda yeni yeni tecrübeler ediniyor. Bugün bile belediyenin yaptigi bir ihale ve bir çalismayla ilgili bir takim problemlerle karsi karsiya kaliyoruz. Bunlarin çözümü için gayret gösterirken aslinda o isi ögrenmis oluyoruz. Ögrenmis olunca ne yapiyoruz, bir daha ayni hatayi yapmiyoruz. Bu çok önemli. Simdi ben iddia ediyorum. Birbirine yakin iki sehirde ayni imkânlara sahip iki belediyede; sifirdan seçilmis bir belediye baskaninin ilk göreve geldigi anla, ikinci kez, üçüncü kez seçilen bir belediye baskaninin göreve geldigi ani ve sonrasini mukayese edelim. Kesinlikle tecrübeli baskanin hizmetlerinin daha fazla oldugunu göreceksiniz. – Afyonkarahisar'in büyüksehir olmasiyla ilgili öngörüleriniz nelerdir? – Simdi bir defa büyüksehir kavrami rahmetli Özal'la beraber bizim literatürümüze girmisse de o zaman ki büyüksehirle, 2014 sonrasi büyüksehir anlayisi çok farkli. Çünkü 2014'ten sonra büyüksehirlerde beldeler ortadan kalkti. Köyler ortadan kalkti. Yani beldeler ve köyler büyük sehrin bir mahallesi veya tabii oldugu ilçenin bir mahallesi haline geldi. Simdi büyüksehir noktasinda da mesela Istanbul'un nüfusu 15 milyon, yüzölçümü bes bin kilometrekare. Yani bu su demek: Istanbul Büyüksehir Belediye Baskani bes bin kilometrekarelik bir alanda; su, yol, kaldirim, asfalt yapacak. Altyapi yapacak. Peki, Afyon Büyüksehir Belediye Baskani ne yapacak? Bizim nüfusumuz 715 bin. Yüzölçümümüz 14 bin kilometrekare. Yani nüfusumuz Istanbul'un 20'de 1'i ama alanimiz Istanbul'un üç kati. Dolayisiyla siz Istanbul'a göre 20'de 1 gelen parayla, Istanbul'un üç kati bir alana hizmet etmek zorundasiniz. Yani Afyon'da Büyüksehir Belediye Baskanligi gerçekten çok zor. Hele hele sifirdan, hiç tecrübesi olmayan bir arkadasimizin en azindan iki yil çok ciddi sikintilar geçirecegini ben düsünüyorum. Tabi yanilmis da olabilirim ama elbette tecrübenin burada çok büyük bir önemi ortaya çikacaktir. – Spor Kompleksi'nin yaninda kurdugunuz motor sporlari merkeziyle hem Afyon'a yenilik hem de Türk sporuna yeni bir tesis kazandirdiniz? Belki de daha önce hiç düsünülmemis bir seydi. Motor sporlari merkezi yapmak nerden akliniza geldi? – Simdi, ben bu sehirde yasayan bir insan olarak tüm yerel seçimleri takip ettim. Mesela 2004 seçimlerinde de yerel seçimleri idare eden seçim baskaniydim. Yani hem merkezde hem diger tüm ilçelerde seçimleri bizzat koordine ettim. 1999 seçimlerini de biliyorum. O zaman ki Fazilet Partisi'ndeki arkadasimiz aday idi. O seçimlerde de beraber, bende meclis üyesi adayi olarak katilmistim. Hiçbir aday insanlarin karsisina seçim projesiyle çikmadi. Örnegin biz Akarçay yapacagiz, Spor kompleksi yapacagiz dedik ve bunlari projeleri-çizimleriyle beraber tek tek halkimiza göstererek seçimlere girdik. 2014'te de böyle oldu. 2014 projelerini hazirlarken; tabi Afyonkarahisar tarihi bir sehir. Turizmden pay almasi lazim. Termal ve saglik turizminden pay almasi lazim. Dedik ki biz bunlara spor turizmini de ilave edecegiz. Tabi spor turizmi de çesitlilik gerekiyor. Iste klasik; futbol, voleybol, basketbolla bu isler yetmiyor. Ne yapalim biz buna? Su kayagi ilave edelim. Yüzme ilave edelim ama en önemlisi ekstrem bir spor olarak motor ve otomobil sporlarini ilave edelim diye düsündük. Bunun da arastirmasini yaptik, uzmanlariyla görüstük. Afyonkarahisar'da bu isin çok rahat bir sekilde olabilecegini ifade ettiler. Önce 160 dönüm üzerindeki araziyi Maliye Bakanligi'ndan Belediyemize tahsisini alir almaz ise basladik. Motokros, enduro ve süpermoto pisti yaptik. Yani üç ayri bransta yarisilabilecek bir pist yaptik. Seçimlerde de söyle bir cümle kullanmistim. Motokros ve/veya racing pistleri yapacagiz demistim. Yani ikincisini yapip yapmayacagimizi zamana birakmis oldum böylelikle. Ve veya diyerek yapabiliriz de yapamayiz da anlami çikarmak istedik. Sonrada motokros yarislarinda ragbet olunca, bir de insallah Dünya Motosiklet Federasyonu pistlerimizi çok begenip, 2018-2019 Dünya Motokros Yarislarini Afyonkarahisar'a verince; dedik ki biz bu isin bir ilerisini daha yapalim. Türkiye'de olmayan bir sey yapalim. Ne var Türkiye'de olmayan bir sey? Otomobil ve motor yarislari pisti yani asfalt yaris pisti Türkiye'de yok. Simdi Istanbul'a yapildi. Türkiye'de yok derken yanlista bir cümle kullanmayalim. Istanbul Park adiyla bir Formula Pisti yapildi ancak saniyorum bir ya da iki defa yaris yapildi ve pist kapatildi. Su anda da Türkiye'de çok büyük bir sekilde oto kiralama isi yapan bir sirket burayi otopark olarak kullaniyor. Yani burada yaris falan yapilmiyor. Ne ulusal yaris ne de uluslararasi yaris yapilmiyor. Yapilmasi da mümkün gözükmüyor. Bunu görünce burada böyle bir pist yapalim dedik. Dönemin Valisi Aziz Yildirim Bey'e ve Sayin Bakanimiz Veysel Bey'e bu konuyu açtik. Onlarda çok büyük bir ilgiyle bu projeyi karsiladilar. Hatta Valimiz, Aman Baskanim, bu isi hizlandiralim, ne gerekiyorsa yapalim. diye arazi çalismalarini falan bizzat kendisi yürüttü. Simdiki Valimiz de konuyu ögrendi. O da çok büyük destek veriyor. Sagolsun. Afyonkarahisar merkezimize de çok yakin 600 bin metrekarelik bir alan tespit ettik. Imar plani çalismalarini da bitirdik. Su an yazimiz Maliye Bakanligi'nda. Insallah arazinin tahsisi gerçeklesir gerçeklesmez burada bu pisti yapacagiz. Bakiniz bu röportajimiz insallah dergimizde yayinlanacak ve bunu bir yil, iki yil, üç yil sonra okuyanlarda daha sonra okuyanlarda görecek. Afyonkarahisar'a bu yaptigimiz son yaris pistleri, Afyonkarahisar'a çok büyük bir katki saglayacak. Özellikle otellerimizin doluluk oranlarinda ve Afyon'umuzun televizyonlarda, spor programlarinda, dünya çapinda yer aldigini tüm vatandaslarimiz görecekler. – Afyonkarahisar Belediyesi'nin Dünya Motokros Sampiyonasi'ndan 15 milyon avro gibi çok ciddi bir gelir elde edecegi konusuluyor. – Öyle bir durum kesinlikle yok. Onu biraz abartmislar. Çünkü Dünya Motosiklet Federasyonu anlasma yaparken hangi ülkede yaparsa yapsin; 1- Bunun yayin haklarini kesinlikle kendisi satiyor. 2-Dünyadaki tüm reklamlarini da kendisi satiyor. Ayrica bundan bize kesinlikle bir pay vermiyor. Biz sadece ne alacagiz? Türkiye içi yayin haklari sadece bizde olacak. Ikincisi Türkiye içi reklam haklari bizde olacak. Bizde burada 1 milyon avro harcama yapacagiz. Bunun yaninda Dünya Motosiklet Federasyonunun yöneticileri, idarecileri ve hakemlerin konaklama giderleri de bize ait. Onu zaten otellerimiz karsilayacak. Sporcular hariç. Bizden çikacak para sadece 1 milyon avro. Onunda biz yüzde 50'lik, yüzde 60'lik bölümünü insallah sponsorlardan yani reklam verenlerden karsilanacagini düsünüyoruz. Yine Belediyemizden 300-400 bin avro para çikabilir. – Normal parklarin yani sira Macera Parki, Mehmet Sami Hancioglu Masal Dünyasi Parki ve Sehit Ömer Halis Demir Parki gibi sehirde daha önce benzeri olmayan tematik parklar yaptiniz? Nereden akliniza geldi bu tür parklari yapmak? – Özellikle adaylik dönemimizde geceleri uyuma imkâni olmuyor. Belediyecilikte öne çikmis ne kadar sehir varsa; Konya, Kayseri, Ankara gibi belediyelerin haberlerine bakiyorsunuz. Sitelerine giriyorsunuz ya da belediye baskani ve il baskani olarak olsun, bir araya geldigin zaman zaten bu konular konusuluyor. Ben söyle güzel bir sey yaptim. Çok güzel oldu gibi. Danismanimiz Abdülkerim Çaliskan da bu konuda çok çalisiyor. Örnegin Macera Parki da Masal Dünyasi Kahramanlari Parki da baska bir belediyenin uygulamasi olarak geldi. Ancak Akarçay tamamen benim kendi sahsi düsüncemdir. Kent Ormani yine tamamen kendi düsüncemdir. Yerini de kendim bulmusumdur. Projeyi de kendim akil etmisimdir. Mesela bizim yeni yaptigimiz Atatürk Hatira Ormani da Park Bahçeler Müdürümüz Kasim Baydar'in tavsiyesidir. Buraya böyle bir park yapalim diye. Yani kimisini kendimiz üretiyoruz yada baska belediyeler yapmis oluyor oradan görüyoruz. Kimisini de belediyedeki arkadaslarimiz veya danismanlarimiz bize öneriyorlar. – Teleferik projesinin ihalesi yapildi. Son durumuyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Ayrica kurul tarafindan teleferik çikis noktasinin Erdal Akar Parki olarak belirlenmesini nasil degerlendiriyorsunuz? Sizce beklenen ilgiyi görecek mi? – Tabi bizim gönlümüz Cumhuriyet Meydani'ndan Kale'ye teleferik yapilmasindan yanaydi. Ancak kurul üyeleri Afyonkarahisar'a gelerek bizim tüm üç alternatifimizi yerinde incelediler. Bir defa Cumhuriyet Meydani'ni unut Sayin Baskanim, buradan olmaz. Biz Kale'nin siluetini bozdurmayiz dediler. Ikinci alternatifimiz Çavusbas tarafindandi. Onu bizde istemiyorduk. Üçüncü alternatifimiz Erdal Akar Parki tarafindandi. Oradan izin verdiler. Tabi bu iznin verilmesi bile büyük bir anlam tasiyor. Çünkü bir önceki dönemde kesinlikle izin alamamistik. Uygun görmemislerdi. Simdi Cumhuriyet Meydani'ndan olsaydi; insanlar oradan geçerken, özellikle ögrenciler, sehrimizi gezmeye gelenler, Afyon Sucugu ve Afyon Lokumu almaya gelenler, yemek yemege gelenler suradan da teleferikle Kale'ye çikip inelim diyebilirlerdi. Bu da teleferige ragbeti artirirdi. Ne yapalim Erdal Akar Parki'na izin almakta önemli bir asama. Yalniz vatandasimizin sunu bilmesini istiyorum. Bizim diyelim ki Park Afyon AVM tarafindan, Karayollari Parki'ndan veya Hidirlik'in baska bir yerinden, sehrin baska bir yerinden Erdal Akar Parki'na yeni bir teleferik hatti yapmamiza bir engel yok. Yani biz burada bunu kurula sormayacagiz. Ben mesela ileride; Karayollari Parki'ni simdi yapiyoruz. Oradan bir istasyonla Erdal Akar Parki'na gidecek. Insanlar Karayollari Parki'ndan binebilir. Isteyenler Erdal Akar Parki'ndan da binebilir. Yani iki istasyonla Kale'ye ulasacak. Buna hiçbir engel yok. Kurula izin sormaya gerek yok. Bu bizim isimizin birinci asamasi. Afyonumuz'un nüfusu hizla artiyor. Insallah daha da artacak. Ben ileride de Erdal Akar Parki'na, sehrimizin baska bir noktasindan teleferik yapilabilecegi düsüncesindeyim. – Afyonkarahisar ilk kez sizin döneminizde batti-çikti ile tanisiyor? Bu çalismayi nasil degerlendiriyorsunuz? – Biz bu dönem için halkimiza ne teleferik projesini ne de batti-çiktilari vaat ettik. Bunlar vaat etmedigimiz halde yaptigimiz hizmetlerimiz. Maliye Kavsagi'nin tamamini 1 Temmuz itibari ile trafige kapattik. Araya bayram girmis olmasina ragmen insallah, Allah bizleri mahcup etmesin diyelim. 1 Kasim'a kadar da bu kavsagi trafige açmayi planliyoruz. Biz bunu planlarken hemen Jandarma- Park Afyon Kavsagi ihalesini yaptik. Müteahhitle sözlesmeyi imzaladik. Ancak yer teslimini yapmadik. Çünkü iki kavsakta trafigi olumsuz etkiler ayni anda çalisma yapilirsa diye. Maliye Kavsagi bittigi gün insallah müteahhide yer teslimi yapacagiz ve Jandarma-Park Afyon Kavsagi'na baslayacagiz. Jandarma-Park Afyon Kavsagi insaatinin bitimine bir iki ay kala ya Stadyum Kavsagi ihalemizi ya da Karayollari Kavsagi ihalesini gerçeklestirecegiz. Böylelikle Maliye, Stadyum, Jandarma ve Karayollari kavsaklarinin batti-çiktilari 2018 sonu itibari ile insallah bitmis olacak. Bu arada Fuar Alani'ndan Ali Çetinkaya Tren Gari üzerinden, sehrin dogusunu batisiyla baglayacak bir köprünün ihalesini de yaptik. Saniyorum bir aya kadar bu çalismalarda baslayacak. Bu da tabi sehrin özellikle dogu tarafindan Ankara tarafindan gelen insanlar, eger Uydukent'e, hastaneye, üniversiteye gitmesi gerekiyorsa, hiç sehre girmeden Fuar Alani ve yeni köprü üzerinden gitme imkânini elde etmis olacaklar. Afyon'a bunun çok büyük bir katkisi olacak. Simdi yeni bir sey daha planliyoruz. Bunu da ilk defa kendi dergimize açiklamis olacagiz. Biliyorsunuz Ankara yolunda Sehitler Camii'nin oldugu yerde de bir kavsak var. O kavsaga da su an projesini yaptiriyoruz. Insallah köprülü kavsak veya batti-çikti olarak planlamasina basladik. – Yapilan batti-çiktilarin degerlerinin anlasildigini düsünüyor musunuz? – Bu çalisma esnasinda özellikle Maliye Kavsagi etrafindaki dükkânlar çok ciddi sikinti çektiler. Ben onlara minnettarim. Hiçbir zamanda bunu bir isyan noktasina getirmediler. Esnafimiz bu konuda gerçekten sagduyulu davrandi. Vatandasimizdan, bizim 1 Temmuz itibari ile trafige kapattigimiz kavsakla ilgili daha ikinci haftasinda Ne zaman bitecek bu kavsak. gibi serzenisler geldi, hem de yogun bir sekilde geldi. Allah'tan korkmak lazim. Daha ikinci, üçüncü haftasinda Ne zaman bitecek bu kavsak. gibi bir cümle kullanilabilir mi? Bu nedir yani; Afyon'un tabiri ile 'Boyaci küpü mü', hemen daldir çikar. Böyle bir sey degil ki. Bu çok ciddi bir yatirim. Bir defa bunun altindan su geçiyor. Kanalizasyon, dogalgaz, Afjet, Telekom ve elektrik hatlari geçiyor. Bu kadar basit bir sey mi? Bunlarin deplase edilmesi, bunlarin baska bir alana kaydirilmasi, fore kaziklarinin yapilmasi ve bunlarin belli bir kurulma müddetleri var, insanlar hiç düsünmüyor. 4 ay bence muazzam bir basaridir. Insallah müteahhit de bu basariyi ortaya koyacaktir. Simdi hizmetlerle ilgili, hizmet bittikten sonra vatandas zaten bunun faydasini görüyor ve takdir ediyor. Ancak bazi insanlar vardir ki siz bunlara ne yapsaniz yaranamazsiniz. Kur'an-i Kerim'in tabiri ile Gözleri var görmezler; kulaklari var isitmezler gibi. Bizimde bazen belediye ile ilgili egitimlerde büyüklerimiz söyle cümle kullanirlar. Derler ki: Bazi tipler vardir ki siz onlarin kaldirimlarini, yollarini altindan bile yapsaniz yine de yaranamazsiniz. Bunun rengi tam parlak olmadi. diye elestirirler. Begenmeyip, ne gerek vardi gibi cümleler kullanirlar. Bazi tiplere ne yapsaniz yaranamazsiniz. Onlari Allah'a havale ediyorum. – Kentsel dönüsüm ne asamada? – Misri Camii'nin etrafi ve Örenbag'da toplam 420 bin metrekarelik bir alan, kentsel dönüsüm alani içerisine alindi. Bunlarin anketleri ve saha çalismalari yapildi. Proje firmasi tarafindan projeleri de yapildi. Belediye Meclisimizden geçti. Saniyorum 4-5 aydir veya daha fazla bir zamandir Çevre Sehircilik Bakanligi'nda incelemede bekliyor. Tüm Türkiye'den çok proje gittigi için, hem parasal kaynakta sikinti oldugu söylendi hem de yogun olarak proje geldigi söylendi. Bakanligimizin çalismasini bekliyoruz. Gelir gelmez baslatacagiz insallah. – Afyonkarahisar kültür mirasina, kisa bir süre önce Kültür ve Sanat Evi gibi çok özel bir eseri kazandirdiniz? Bu eserin kentin turizmine ne gibi katkilari olacaktir? – Sadece Kültür ve Sanat Evimiz degil. Onun gibi birçok konagi restore ediyoruz. Orasi tabi sehir merkezinde kalmis. Tarihi de olan bir yer. Bu konagi 135 bin liraya satin aldik. 450 bin lira Vilayet Hizmetleri Birligi'nden katki aldik. Üst kismini da kendimiz ödedik. Saniyorum tesrifatiyla beraber 1 milyon 300 bin lira civarinda bir masrafimiz oldu. Ama gerçekten çok güzel oldu. Eski hali ve yani haline baktigimizda, aradaki bu farki güzel görebiliyoruz. Yeni trendde tarih turizminde, bu tür tarihi konaklarin önemi çok büyük. Sehre gelen insanlar, o sehrin tarihini, kültürünü bu tür yerlerden taniyabiliyorlar. Bizde zaten burada, hem Afyon'umuzun tarihini, kültürünü hem de yöresel ürünlerini tanitma imkânini bulduk. Bu ve diger konaklarimizi insallah, özellikle tarih turizminde sehrimizi görmeye gelenlerin en iyi ugrak yeri olacak. Memnuniyetle ugrayacaklar diye düsünüyorum. – Sehrimizde bulunan termal otellere gelen misafirler, sadece sehrimizin termal sularindan yararlanmak istemiyor; sehirde gezmek, yeni yerler görüp tanimak istiyorlar. Simdi sizin bu tür yatirimlarinizla oteller daha çok misafir çekebilir diyebilir miyiz? – Otellerimize yilda bir iki defa gelen insanlarimiz var. Dolayisiyla bunlara bizim her geldiklerinde farkli gezme, görme yerleri hazirlamamiz lazim. Otele gelen müsteriler ciddi bir potansiyel. Ama bence otele gelen misafirlerden daha önemlisi; Afyonkarahisar 2019 yili itibariyle hizli trenle tanisacak. Ileri ki asamada Istanbul'dan da buraya hizli trenle ulasim olacak. Simdi her ne kadar Ankara – Afyon ya da Ankara – Izmir, Istanbul – Antalya hizli trenleri bizden geçiyor gözükse de ara baglantilarla biz on yil içerisinde doguya, batiya, kuzeye ve güneye her yere hizli trenle gidebilecegiz. Bu su demektir. Afyonkarahisar konumu itibariyle ugrak bir yer biliyorsunuz. Özellikle hizli trenle günü birlik turlar için cazip olacak. Diyelim ki insanlar sabah 7'de trene binecek, 9'da Afyon'da olacak. Aksama kadar gezip dolasip, aksam hizli trene binip memleketine gidebilecek. Inanin bu sekilde gelecek turist sayisinin, otellerimize gelenlerden çok daha fazla olacagina inaniyorum. Bizim bu konaklarimiz, sokak sagliklastirmalarimiz, tarihi eserlerin restorasyonu ve özellikle hizli tren yolcularinin ilimize gelmesinde çok büyük bir ivme saglayacak. – Yine döneminizde 30'dan fazla kültür yayini basilarak dagitildi. Kültür yayinlarina neden bu kadar ilgi gösteriyorsunuz? – Bu ilgi sehrimize olan askimizdan, sevgimizden geliyor. Bu sehrin kültürünün, sanatinin yasatilmasi lazim. Bu nasil yasayacak? Bu tür yazili eserlerle saglanacak. Otuzdan fazla eser bastik diyoruz ama sunu da söyleyelim. Önceden Cumhuriyet Tarihi boyunca toplam 15 tane eser basilmis. Bu 15 eserin maliyeti bizim 'Fotograflarla Afyonkarahisar' kitabimizin maliyeti kadar degildir. Yani sadece bizim bir yayinimiz, o 15 yayinin maliyetinden on kat daha fazladir. Otuzdan fazla eser ve bunun yaninda birçok cd, belgesel ilk kez Afyonkarahisar Belediyesi tarihinde dönemimizde kazandirildi. Insallah su an Üniversitemizle baslattigimiz Afyonkarahisar ile ilgili ansiklopedi çalismamiz, özellikle gelecek nesillere çok güzel birakilacak miras olacak. – Belediye'nin Sirketi Yüntas A.S. ile ilgili bilgi verebilir misiniz? – Ben göreve geldigimde Yüntas; kirada bir benzinligi, bir ekmek isletmesi olan ve kasasinda da sadece 100 bin lira parasi olan bir sirketti. Gazligöl Kaplicalarimiz neredeyse çürüme noktasina gelmisti. Hatta bir çamasir yikama makinesi vardi. Istanbul'dan bir firma 'Biz bunu müzemiz için alabilir miyiz.' diye istediler. Çünkü o çamasir yikama makinesinden Türkiye'de hiçbir yerde kalmamis. Böyle müzelik aletlerimiz vardi. Su anda ise Yüntas, 3 tane benzinligi olan, iki bin metrekare idare binasi olan bir sirket haline geldi. Üçüncü fabrikada yapiliyor su anda. Bir dogaltas fabrikasi, bir dekoratif parke fabrikasi ve normal parke fabrikasi yapiliyor. Yani üç fabrikasi ve üç benzinligi bulunuyor. Bunun yaninda insallah birçok alanda faaliyet gösterecek mesleki sinav ve belgelendirme kurumu olma yolunda ilerliyor. Is güvenligiyle ilgili alanlarda da faaliyetleri var. Ama en önemlisi su an insaatina basladigi saglikli ekmek ve unlu mamuller fabrikasi da bölgede tek olacak. Ege Bölgesi'nde böyle bir tesis oldugunu ben görmedim, duymadim. Balikesir'de görmüstük bu fabrikayi. Çok hosumuza gitmisti. Hemen Afyon'a yapmaya karar verdik. Insallah Afyon halkimiza Yüntas kanaliyla saglikli ekmek ve unlu mamuller sunacagiz. Ayrica Yüntas son 5 yildir yani dönemimizde en çok SGK primi ödeyen sirket ödülünü aliyor. Bu da demek ki en çok istihdami Yüntas sagliyor. Ayrica Yüntas, voleybol bransimiza da destek veriyor. 2017-2018 yili sponsorluk bedeli 1 milyon 500 bin Türk lirasi. Yani kasasinda 100 bin lira olan bir sirketten bugün o kadar benzinlik o kadar fabrika o kadar yatirima ragmen spora da her yil 1 milyon 500 bin lira sponsorluk bedeli ödeyebilen bir sirket haline geldi. – Kent Meydani projenizin ilk etabi kisa bir süre önce basladi. Nasil bir meydan yapacaksiniz, kisaca özetleyebilir misiniz? – Kent Meydanimiz üç asamali bir proje olacak. 2014 yilinda halkimiza vaat etmistik. Bu dönemimizde ilk asamasini gerçeklestirecegiz. Ikinci ve üçüncü asamalarinin gelecek dönemlerde yapilacagini söylemistik. Ilk asamasi 21 milyon liralik bir ihale bedeli ile gerçeklesecek, müteahhit çalismaya basladi. Burada sonuç olarak yer altinda bir otoparkimiz olacak. Bunun yaninda Belediye personelimizin yemekhanesini de Kent Meydani altina kaydiriyoruz. Bunu neden oraya yaptigimiza gelince yaklasik 10-20 yildir Ramazan ayi yaz aylarina denk geliyor. Halka iftar çadirlarinda hizmet verebiliyorduk. Ama artik Ramazan ayi 4-5 yil sonra kis aylarina denk gelecegi için soguklarda insanlari magdur etmemek adina buraya 500 kisilik bir yemekhane yapiyoruz. Oraya yaptigimiz yemekhane ayni zamanda Ramazan ayinda bir iftar çadiri hüviyeti kazanacak. Otopark, yemekhane, kadin-erkek ve engellilerimiz için tuvaletler olacak. Bunun yaninda üst tarafta da iki adet kafeteryamiz olacak. Bir tane medya duvarimiz olacak genis led ekrandan olusan. Meydanimiz oradaki tarihi Zafer Müzesi ile birlikte güzel bir görünüme kavusacak. Çalismamiz basladi. 2018 yilinda bitirmeyi hedefliyoruz. – Restorasyonu yillarca konusulan Bedesten'i restore etmek size nasip oldu? Esnaftan nasil tepkiler aldiniz? – Bedesten asagi-yukari 100 yil önce yapilmis, haliyle özellikle elektrik tesisatlarinda çok ciddi sikintilar vardi ve çok büyük yangin tehlikeleri geçiriyordu. Çatilarinin akmasindan dolayi duvarlarinda ciddi yipranmalar vardi. Ama birde bundan daha önemlisi yillar içinde maalesef esnafimiz kaçak katlar yapmis, ilave betonarmeler yapmis ve bu da görünümü bozuyordu. Burada çok güzel bir restorasyon projesi ortaya koyarak Bedesten'in tamamini aslina uygun hale getirdik. Kaçak ve sonradan ilave edilmis bölümlerini yiktik. Binamizin restorasyonunu tamamladik. Çatilari ve elektrik tesisati yeniledik. Kamera sistemi kurduk ve bugün Bedesten gerçekten gezilmeye görülmeye deger bir hale geldi. Geçen ay Kültür Bakanligi Kültür Varliklari ve Müzeler Genel Müdürü Yalçin Kurt Bey ile beraber gezdigimizde ki Yalçin Bey bu tür eserlerin restorasyonunda çok önemli bir isim tüm kurumlarda ona bagli. Hayranligini ifade etti ve tebriklerini iletti. Bizde demek ki güzel bir sey yapmisiz diye çok sevindik. Elbette esnafimizda bundan olumlu etkilendi. Esnafimizin olumlu etkilenmesi sehrimize yansiyacagi gibi sehrimizin kültürel ve sanatsal hayatina da katkilar saglayacak. Orada Afyonkarahisar'a özgü ürünlerin, giysilerin, esarplarin satilmasi ve tarihi bir çarsinin canlanmasi aslinda Afyon'un ne kadar tarihi ve güzel bir sehir oldugunu bir göstergesi oldugu için bence güzel oldu. Bu vesile ile Belediyemizde emegi geçen tüm arkadaslarimi da tebrik ediyorum. – Projeleriniz arasinda Kadinlar Pazari ve Kasaplar Çarsisi'nin restorasyonu da var, onlar ne asamada? – Her iki çarsimizin da projeleri bitmek üzere hatta Kadinlar Pazari'nin projesi bitti. Esnafimizla geçen hafta bir toplanti yaptik, onlarda begendiler. Hukuki prosedürü asmaya çalisiyoruz. Bu asamalar biter bitmez ihalesini gerçeklestirecegiz. Kasaplar Çarsisi'nda da projenin teslimini bekliyoruz. Orada biraz isimiz uzun çünkü çok kayip kisi var. Ya da vefat etmis, mirasçisi çok insanlar var. Onlara ulasmakta sikinti çekiyoruz. Oradaki problemleri de asarsak insallah 2018 yili içerisinde her iki projemizi de baslayip bitirmeyi hedefliyoruz. – Afyonkarahisar Belediyesi, tarihinde ilk defa bir köprü yapti. Peki, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'in isminin verildigi köprü o bölgenin nasil trafigini etkiledi? – Bu köprü projesini aslinda biz oraya planlamadik. 1992 yilinda yapilan imar planinda 30 metrelik bir köprü geçisi vardi. Biz bunun sadece 15 metrelik bölümünü yaptik. Aslinda 30 metrelik bir köprü olmasi gerekiyordu. Uydukentimiz, hastanemiz hep o bölgede ve göreceksiniz gelecek 20 yil içerisinde o bölgenin nüfusu 60 binlere ulasacak. Dolayisiyla simdiden bakarsaniz hastaneyi de içine katarsak 20-30 bin civarinda nüfusu var diyebiliriz. Böylesine bir yerde bu köprünün yapilmasi aslinda takdir almasi gerekir. Birçok vatandasimiz bunun farkinda ve tesekkürlerini ifade ediyor. – Prof.Dr. Necmettin Erbakan Köprüsü ile ilgili kamuoyunda çesitli dedikodular oldu, bunlarla ilgili neler söylersiniz? – Bazi insanlara ne yapsaniz yaranamazsiniz. Iste efendim bu köprüyü orada arsalari olan bir ailenin adiyla telaffuz ettiler. Hâlbuki onlarin orada bir binasi yok, arsalari var ama bir binasi yok. Su an böyle diyen vatandaslarima sesleniyorum; gidin oraya, sabahtan gece 12'ye kadar bekleyin, binlerce aracin geçtigini göreceksiniz. Yine bazi basin yayin organlarinda köprüye yüklenici firmanin isminin yazilmasiyla ilgili elestiriler oldu. Görevimiz geregi ülkemizin çesitli sehirlerine gidiyoruz. Birçok sehirde gerek sehir içerisinde gerekse karayollarinda yapilan köprülerde o köprüyü yapan müteahhit firmanin bir amblemi yüzde 80-90 oluyor. Simdi bu köprüyü yapan firma da Afyonlu bir firma, nasil ki Afyonkarahisar Belediyesi tarihinde ilk defa bir köprü yapmissa; o firma da tarihinde ilk defa bir köprü yapmis. Bu firma bir Afyon firmasi ve Afyonlu isçi çalistiriyor, vergisini Afyon'da ödüyor. Orayi referans gösterip baska illerde isler alsa ve çalismalarini artirsa isini büyütse bundan biz Afyonlular olarak fayda mi görürüz, zarar mi? Ben Afyonkarahisar Belediye Baskani olarak siyasi görüsü, düsüncesi ne olursa olsun Afyonlu olmasa dahi Afyon'a yatirim yapan her isletmenin yaninda olmam, onlara destek vermem gerekiyor. Bu yüzden de o firmanin isminin orada yer almasinda bir sakinca görmedim. Arkadaslarim kaldiralim dedigi halde ben kendim kaldirmayin diye söyledim. Bu sadece o firmaya ait degil, ilerde yapacagimiz köprülerde de Afyonlu bir firma ismini oraya yazmak isterse kesinlikle izin verecegimi buradan tekrar söylemek isterim. Çünkü biz bu firmalara destek verip, sahip çikmazsak Afyonumuz; sanayide, istihdamda, ihracatta büyüyemez, gelisemez, ilerleyemez. – Çimento Fabrikasi tam olarak ne zaman kaldirilacak ve sizin o bölge ile tasarrufunuz nedir? – Bazi vatandaslarimiz çimento fabrikasi ne zaman tasinacak diye soruyorlar. Çünkü tasima diye bir sey söz konusu degil, Sehir içinde bulunan çimento fabrikasi tamamen kaldirildi. Su anda fabrika diye bir sey yok. Çimento fabrikasi sifirdan Halimoru-Nuribey hudutlarina yapildi ve sehir merkezindeki fabrikanin dört kati kapasiteyle 165 milyon dolarlik bir yatirimla orada üretime basladi. Eski yerinde tamamen üretim bitti, su an oradaki malzemelerin hurda olarak hurdacilara teslimi yapiliyor. Çimento fabrikasinin arsasinda biz imar çalismalarimizi bitirmistik. Tapularini da kendilerine teslim ettik. Onlar satmaya basladilar, hatta satin alan dört tane kooperatif ve firma bizden insaat ruhsati almak için Imar Müdürlügümüze basvuruda bulundular. Bu su anlama geliyor. Çimento fabrikasi arazisinde insaatlar çok kisa zaman içerisinde baslayacak. Orada güzel bir imar plani çalismasi yaptik. 35 bin metrekarelik bir yesil alanimiz var. Yollarimizin genisligi gayet güzel. Karaman Mahallesi'nde oldugu gibi yüksek kat müsaadesi vermedik. 4 kat yüzde 40 sekilde bir imar olusturduk. Insallah orada yapilacak cami için de bir hayirsever vatandasimiz talip oldu. Ona da en kisa zamanda arsayi tahsis edecegiz. Okuluyla, camisiyle, otoparkiyla, yesil alaniyla yollarin genisligiyle orada ideal bir alan olusturduk. Insallah Afyon için yeni bir cazibe alani olacak. – Pasa Camii insaati ne zaman baslayacak? – Pasa Camii ile ilgili bir hayirsever vatandasimiz sagolsun cami dernegi hesabina 1,5 milyon lira aktardi. Su an cami dernegi hesabinda 1,5 milyon lira para var. Dernek Baskanligina da Bilal Dogru Agabeyimizi getirdiler. O da bu konuda tecrübeli bir büyügümüz. Sanirim dergimiz basildigi zaman cami insaatimizda baslamis olacak ve 2018 yili sonuna kadar da bu camii insaatini bitirmeyi hedefliyoruz. – Bir de Termal Park Ömer-Gecek Projeniz vardi. Bu projeyle ilgili çalismalar basladi mi? – Bu termal park projemizi Ömer-Gecek havzasina yapacaktik ancak Hazine oradaki arsalarin yesil alan olmasina itiraz etti ve bununla ilgili davalar açti. Dolayisiyla o bölgede bunu yapma imkânimiz kalmadi. Bizde bunu Selçuklu Mahallemizdeki 70 bin metrelik alana Veysel Eroglu adiyla park yapmaya karar verdik. Insallah o termal park yerine Veysel Eroglu Parki'ni yapacagiz ve bu yil çalismaya basladik. Bu parkimizda termal suyu travertenlere vererek insallah orada hem sicak su buharlarinin görselligini saglayacagiz hem de orada termal temamizi gerçeklestirecegiz. – Cumhuriyet Mahallesi Spor Gençlik ve Rekreasyon Projesi, o bölgede yeni bir yasam alani olusturabilecek mi? – Elbette olusturacak. Çünkü orada bir gençlik merkezi insaati var, birde 3 bin kisilik kapali spor salonu var; ancak salon içerisinde ayrica üç tane daha salon oldugu için burada toplam 4 tane spor salonu oluyor. Burada vatandaslarimiz üç tane salonda antrenmanlarini ya da sporlarini yapabilecegi gibi ayri bir alanda da fitness merkezimiz olacak insallah. Burada vatandaslarimiz çok güzel vakit geçirebilecekler. 3 bin kisilik salonumuzun da modern bir salon olmasi nedeniyle insallah basketbol, voleybol ve diger salon sporlarimizda federasyonlar bir takim turnuvalari Afyon'a verebilecekler. Kasim ayi içerisinde orada maçlar oynanmaya baslayacak. – Kent Müzesi çalismalari ne asamada? – Kent müzesi ile ilgili Çavusbas Mahallesi'ne yaptigimiz imar plani çalismalarimiz mahkemelik oldu. Mahkeme yaptigimiz imar planini iptal etti. Arkadaslarimiz yeniden bir plan çalismasi yaptilar. Burada Hazine'ye ait arsalari satin alma talebinde bulunacagiz. Satin alma islemleri tamamlandigi zaman projemizde hemen hemen bitmek üzere. Insallah 2018 yili içerisinde kent müzemizin insaatina baslamayi hedefliyoruz. – Geçtigimiz günlerde, Afyon'a deniz getirsek ne dersiniz seklinde bir açiklamaniz oldu. Kamuoyunda çok ciddi yankilari olan bu açiklamanizi okuyucularimiz için biraz daha açabilir misiniz? – Trabzon'da Uzungöl diye bir yer var. Ben oraya fotograflarindan baktim. Bir gölün etrafinda evler var, yesillik var. Afyon'un sanssizligi içinden bir nehrin geçmemesi, bir sahil sehri olmamasi veyahut yakininda bir deniz, göl olmamasi... Bunlar hep olumsuz seyler. Içinden bir Akarçay geçiyor deniliyor ama bu sene ciddi bir kuraklik var. Biz orada bent yapmasak orada su bile olmazdi. Akarçay Nisan aylarinda kuruyan bir deremiz. Eski Milletvekilimiz Sait Açba Bey'le bu konuyu çok düsündük ve bir yer tespit ettik. Onunla beraber buraya bir gölet yapma, etrafini yesillendirme ve gölete kadin-erkek ayri ayri girebilecek plajlar yapma düsüncesi ortaya çikti. Bunu da Sayin Bakanimiza açtik o da çok olumlu gördü. Su an çalismalarimiz basladi. Yaklasik 6 milyon lira bir harcamayla gölet yapiliyor. Etrafini da biz su anda projelendirmeye basladik. Dus yerlerini tuvaletlerini ve sosyal tesislerini yapacagiz. Bunun yaninda da deniz kumu getirerek kadinlarin ve erkeklerin ayri ayri, ailelerin ayri girebilecegi alanlar olusturmayi düsünüyoruz. Bunun yeri ile ilgili de biraz kamuoyunda merak olussun diye henüz yerini açiklamiyorum. Vatandaslarimiz beklesinler burasi sehrimize çok yakin bir noktada, sehir merkezimizden minibüsle dâhil gidilebilecek çok az bir yürüyüsle ulasilabilecek noktada olan bir yer olacak. Bu sekilde olmasi ayrica otellerimizin de daha önce bahsettigim doga yürüyüsleri anlaminda çok büyük katki saglayacak bir proje. Biraz vatandaslarimiz merak etsin simdiden yerini söylemeyelim. – Yine geçtigimiz günlerde OSB'deki sanayi atiklarinin aritilmasiyla ilgili önemli bir uygulamadan bahsettiniz, nedir bu uygulama? – Afyonkarahisar et üretimi ve kesiminin yogun oldugu bir il. Bizde Afyon'da 2011 yilinda Türkiye'nin en modern Atiksu Aritma Tesisini kurduk. Maalesef mezbahalarda kesilen küçükbas, büyükbas ve kanatli hayvanlarin kanlari gece saatlerinde ve hafta sonu bizim tesisimize veriliyor. Bu kanlar maalesef bizim Atiksu Aritma Tesisimizin çalismasini engelliyor. Çünkü tesisimiz evsel atiklara göre ayarlanmis bir tesis. Bununla ilgili Çevre Sehircilik Müdürlügümüz ve Organize Sanayi Bölgemiz ile bir arastirma içerisindeyiz. Insallah Türkiye'de ilk defa Belediye isbirliginde kan kurutma ünitesi kuracagiz. Seyyar ve hijyen araçlarla mezbahanelerde kesilen hayvanlarin kanlarini bir yerde toplayip Çevre Hizmetleri Birligimize ait düzenli çöp toplama alanimizda yapacagimiz tesise bu kanlari getirip isleyecegiz. Kanlari tabiri caiz ise hammadde haline, protein haline getirecegiz ve bunu Avrupa'ya satacagiz. Bununla ilgili de çalismalarimiza basladik iki sehre gezi gerçeklestirdik. Yatirimin verimli oldugu kanaatine vardik. Saniyorum bu da örnek bir çalisma olacak. – Içme suyu kaynaklariyla ilgili hazirliklariniz var mi? Akdegirmen Baraji'nda son durum nedir? – 15 Nisan 2009 tarihine kadar biz içme suyumuzun yüzde 90'nini Küçükçobanli kuyulari ve diger kuyulardan sagliyorduk. 15 Nisan 2009 tarihinden bu yana sag olsun Bakanimizin Afyonumuza kazandirdigi Düzagaç Akdegirmen Baraji'ndan sehrimize kaliteli suyu vermekteyiz. Ancak son iki yildir yasanan kuraklik 8,5 yildir ilk defa barajimizin yüzde 20'lere kadar inmesine sebep oldu. Bu da alti aylik bir su demekti. Bu durumu önceden gördügümüz için bir yildir sürekli sehrimizin güzel suyu olan bölgelerinde sondaj çalismasi yapiyoruz. Simdiye kadar yaklasik 10'a yakin sondajimizi bitirdik. Su an yüzde 60 Akdegirmen Baraji'ndan, yüzde 40 kuyulardan sehrimize su veriyoruz. Ileriki yillarda sehrimizin su ihtiyaci olabilir gerekçesiyle suyu bol ve ama kaliteli olan bölgelerden su aramasi yaptirdik. Etütlerimizi yaptirdik Sinanpasa bölgesinde bir yerin suyunun saglikli ve bol oldugu sonucuna vardik. Devlet Su Isleri ile bir protokol yaptik. Bu protokol çerçevesinde 12 adet kuyu açmaya basladik. Iki kuyumuz açildi, 10 kuyumuzun daha açilmasini bekliyoruz. Sonrasinda kuyular arasindaki baglantilari yaparak bu bölgedeki kuyuyu yedek olarak tutacagiz. Allah göstermesin Akdegirmen Baraji'nda su azalmasi oldugu zaman Sinanpasa bölgesindeki bu kuyular devreye girecek sekilde çalismalarimizi yapiyoruz. 6 milyon lira gibi bu isin bir gideri var. Bu gideri de Kültür ve Turizm Bakanligimizdan saglamis olduk onlara da bu vesileyle sükranlarimi arz ediyorum. – Orman ve Su Isleri Bakanimiz Veysel Eroglu ile iliskileriniz nasil? Kendisinin Belediye araciligiyla Afyonkarahisar'a katkilarini anlatabilir misiniz? – Süphesiz her bakan kendi iline hizmet etmeyi görev sayar. Ancak Veysel Bey'de gördügüm bir farkli özellik var. O 'Afyon' dendigi zaman heyecanlaniyor. Bir proje dedigimiz zaman dikkatle dinliyor ve ilgisini alakasini hiç kesmiyor. Hatta bazen biz kendisine bir talep iletiyoruz, ilettigimiz talebi unutabiliyoruz ama kendileri, Siz benden sunu talep etmistiniz ne oldu. diye soruyor. Afyon'la ilgili ona ne iletmis isek bugüne kadar hiçbir talebimiz geri çevrilmedi. Sagolsun hem kendi hem de diger Bakanliklarla ilgili konularda olaganüstü bir sekilde ilgisini gösteriyor ve Afyon tarihinde de en uzun süreyle görev yapan bir Bakan olarak hem Türkiye'ye hem Afyon'a hatta daha ileri gidiyorum, tüm dünyaya çok büyük hizmetleri oldu. Afyon bu hizmetleri her zaman minnetle anacaktir. – Dönemleriniz içinde milletvekilleriyle olan iliskileriniz nasildi? – Çekirdekten siyasetçi bir insanim. Çesitli partilerdeki durumlara sahit olmusumdur. Milliyetçi Hareket Partisi'nden bir belediye baskani vardi kendi teskilat ve milletvekilleriyle kavgaliydi, bakaniyla kavgaliydi. Daha önce Anavatan Partisi'nden diger partilerden degerli agabeylerimiz büyüklerimizde kendi teskilatlariyla, milletvekilleriyle hatta bakanlariyla tartismalar yasiyorlardi. Hatta bir belediye baskanimizin kendi partisinden bakani olan bir sahisla ilgili 'vatan haini' gibi cümleleri kendi kulaklarimla duydugumu hatirliyorum. Insanlar mutlaka sorun yasayabilirler ama bu sorunlari-çatismalari sehre aksettirmemek lazim. Çünkü eger bir belediye baskani sehrin dinamikleri olan valisiyle, sivil toplumu ile daha ilerisi olan kendi partilileriyle sorun yasarsa bundan sehir olumsuz etkileniyor. Bizim sehirlerin kaderiyle oynamaya hakkimiz yoktur. Ben kisisel sorunlarimi bir kenara birakarak sehrim için herkesle iyi geçinmek, saygi göstermek baskalarin hakkina, hukukuna sonuna kadar saygili olmak gerektigi düsüncesindeyim. Bu yüzden simdiye kadar ne teskilatlarimizla, ne milletvekillerimizle hiçbir sorun yasamadik, insallah da yasamayacagiz. – Kurumlar arasi isbirligine önemsediginizi biliyoruz. Bugüne kadar hiçbir kurumun idarecisiyle çatisma halinde olmadiniz? Bunun için özel bir çabaniz var mi? – Ben il baskani iken bir kasaba belediye baskanimiz Afyon Belediye Baskanimizla sorun yasamis. Belediye Baskanlarimiz telefonda tartismislar. Ona su cümleyi kullanmis, Sen Paris Belediye Baskani isen, bende Lüksemburg Belediye Baskaniyim. demis. Simdi tabii; Afyon'daki daire müdürlerinin amiri biz degiliz. Onlarin &cce