Gözden kaçırmayın

Güvenli doğal gaz kullanımı için dikkat edilmesi gereken 7 adımGüvenli doğal gaz kullanımı için dikkat edilmesi gereken 7 adım

16 Nisan 2017 Pazar günü yapilacak anayasa degisiklikleriyle ilgili halk oylamasinin milli dirlik ve huzurumuza üst düzeyde katki vermesini Allah’tan niyaz ediyorum. Bu açik hava toplantimizin düzenlenmesinde emegi geçen, alin teri bulunan, dua ve destegi yer alan her dava arkadasima tesekkür ediyorum. Burada, Cumhuriyet Meydani’nda heyecan içinde toplanan her kardesimi sükranlarimla birlikte bagrima basiyorum. Hepiniz hos geldiniz, sefalar getirdiniz.   Muhterem Vatandaslarim, Degerli Dava Arkadaslarim, Büyük ozanimiz Yunus ne güzel de söylemis: “Bir nazarda kalmayalim, gel dosta gidelim gönül; Hasret ile ölmeyelim, gel dosta gidelim gönül.” Biz de bu çagriya uyduk, Afyonkarahisar’a kostuk. Gönül almaya, gönüllere girmeye, gönülden gönüle nehir gibi akmaya geldik, Afyonkarahisar’la bulustuk. Bakiniz ne demisti Hz. Mevlana: “Güzeli güzel yapan edeptir. Edep ise güzeli sevmeye sebeptir.” Afyonkarahisar edeplidir, sevgiyi çoktan hak etmistir. Afyonkarahisar güzeldir, görkemlidir, gürbüzdür, tarihimizin gür sesi, milli ahlakin güçlü nefesidir. Her tasi yakut olan bu cennet vatanin istiklal karargahi Afyonkarahisar’dir. Ne zaman Türkiye zordaysa devreye girdiniz. Ne zaman millet dardaysa buradayim dediniz. Sorumluluktan kaçmadiniz, suçlulardan, sabikali bölücülerden korkmadiniz. Afyonkarahisar varsa, inaniyorum ki; Çorak yerler yeserecek, Ölü gönüller canlanacak, Kör gözler görecek, Sagir kulaklar duyacaktir. Soruyorum sizlere; Bayraklar nerede? (Burada) Vatan sevdalilari nerede? (Burada) Karanligi dagitacak irade nerede? (Burada) Türkiye nerede? (Burada) Allah nazardan saklasin, iste aradigim cevaplardan birisi de budur. Allah eksiginizi göstermesin, iste Afyonkarahisar bu kadar gözü pek ve atilgandir. Hamd olsun buradasiniz, dosta güven, düsmana korku saliyorsunuz. Buradasiniz, umut saçiyor, ufuk açiyorsunuz. Yeniden soruyorum; Geleceginize sahip çikacak misiniz? (Evet) Geçmisinizi savunacak misiniz? (Evet) Topyekun bitisimizi, tükenisimizi, yok olusumuzu planlayan iç ve dis odaklari saskina çevirecek misiniz? (Evet) Masallah Suphanallah, bu evetler kaledir, düsmez, düsürülemez. Bu evetler, Afyonkarahisar’in kararidir, ihlal ve ihmal edilemez. Bayraklari bayrak yapan üstündeki kandir. Toprak eger ugrunda ölen varsa vatandir. Bayrak bagimsizlik simgesidir. Bayrak namus nisanesidir. Ve bayrak milli varligin ilan ve beyanidir. Bizim bir bayragimiz vardir ve nazli nazli dalgalanacaktir. Bunun da önüne hiçbir fani hesap, hiçbir cani heves geçemeyecektir. Ay yildizli al bayrak Türkiye’dir, Türk milletidir. Peki, Kerkük’te zorla, baskiyla, tehditle, cebirle asilan kirli bez parçasi neyin nesidir? Barzani ve Talabani unsurlari Kerkük’te ne haltlar karistirmaktadir? Kerkük’ün sinir uçlariyla oynaniyor, görüyoruz. Türkmenlerin hak ve tarihsel miraslarina kast ediliyor, sikili yumruklarimizla izliyoruz. Önce Kerkük’teki kamu binalarina sözde Kürdistan bayragi asmak için karar aldilar. Ardindan Irak Meclisi 1 Nisan’da, Kerkük’te tek bayrak asilmasina onay vererek, Bölgesel Yönetimin hesaplarini tümden bosa çikardi. Ne var ki mütecaviz komplo durmadi, duraklamadi. Kerkük Vilayet Meclisi 4 Nisan günü, Türkmen ve Arap üyelerin boykot ettigi oturumda, Kerkük’ün Barzani yönetimine ilhaki maksadiyla referanduma gidilmesi karari aldi. Küresel güçlerin taseronu olan Barzani ve Talabani çetesi; sözde Kürdistan bayraginin indirilmeyecegini alçakça söylüyor ve de açikça kaosa davetiye çikariyor. Cumhurbaskani Erdogan da, Zonguldak’ta 4 Nisan günü, Kerkük’te milli bayragin disinda ikinci bir bayragin asilmasina kesin bir dille karsi çikmis, bunun bölücülük oldugunu haykirmistir. Sayin Erdogan’in bu açiklamasi milli yüreklere su serpmis, Türkiye’nin ortak iradesini seslendirmistir. Kendisine buradan tesekkür ediyorum. Sayin Basbakan’in “Kerkük Türkmen sehridir” demesi de oldukça anlamli ve degerlidir. Elbette Kerkük Türk’tür, Türkmen’dir, Afyonkarahisar neyse Kerkük odur. Bunu yok sayan kirli ve karanlik mihraklar yine kaybedecek, yine püskürtülecektir. Kerkük’ün statüsü ile oynamak yanan atese benzin dökmektir. Türk milleti tek yürek Kerkük’teki gelismeleri takip etmektedir. Türkmenlere kan kusturanlara tahammül yoktur. Bez paçavralarini asmakla, referanduma gitmekle Kerkük’te fiili durum yaratmak isteyenlerin oyunlari mutlaka bozulacaktir. Barzani dikkat etsin, aklini basina alsin, gayri mesru dayatmalarindan vazgeçsin. Sayet Türk milletinin ayrani kabarirsa, milli ruhta mahfuz halde duran taarruz ruhu açiga çikarsa hayat ona zindan olacaktir. Simdi siz söyleyiniz; Kerkük’e destek veriyor musunuz? (Evet) Türkmenlerin yaninda misiniz? (Evet) Ihanetin karsisinda misiniz? (Evet) Afyonkarahisar evet diyorsa gerisini Barzani düsünsün. Kocatepe’den verilen milli mesaja Talabani kafa yorsun, sonuçlarina katlanmaya pesinen razi olsun. Herkes duysun, herkes ayagini denk alsin; Afyonkarahisar, milletin bagimsizlik askini, mücadele ruhunu, direnis gücünü temsil eder. Dün müstevlileri kovaladik, gerekirse, yeri gelirse, can feda olsun, yurdumuza dadanan düsman ve isbirlikçilerini bir kez daha ezer, bir kez daha yeneriz. Afyonkarahisar buna hazir mi? (Evet) Afyonkarahisar bu inançta mi? (Evet) O zaman Kerkük’’te, Telafer’de, Musul’da, Tuzhurmatu’da zillet içinde faaliyet gösteren rezillere sabir bitmis, artik safak sökmüstür.   Degerli Kardeslerim, Aziz Dava Arkadaslarim, Türk askerinin 216 günlük kahramanca mücadelesinden sonra Firat Kalkani Hareketi’nin ilk etabi tamamlanmistir. Türkiye; dogru politika, isabetli strateji, yerinde harekâtla önemli bir esigi asmistir. Kim ne söylerse söylesin, Firat Kalkani Harekati basarili olmustur. Bu kapsamda emperyalizmin tekerine çomak sokulmustur. Insa edilmek istenen terör koridoru perdelenmis, kesilmistir. Sinirlarimiz güvenlige alinmistir. Terör örgütleri genis bir alandan sökülüp atilmistir. Cerablus’tan El Bab’a kadar Türkiye bölgeye mühür vurmustur. Türk Silahli Kuvvetleri’ni kutluyorum, Mehmetçigin alnindan öpüyorum. Verdigimiz 71 sehit Türk milletinin seref ve varlik haklarini müdafaa etmistir. Vatan topraklarina sinir ötesinden ve mücavir alanlardan kaynaklanan saldirgan ve düsmanca müdahaleler engellenmistir. Süphesiz tehdit sönmemistir. Tehlikeler geçmemistir. Riskler gerilememistir. Küresel güçlerin masalari halen kan dökmektedir. 4 Nisan günü Gabar Dagi’nda 3 Mehmedimizi sehit eden, 5’ni de yaralayan hainler himaye altindadir. Nitekim ISID, PYD-YPG, PKK hala faaldir. PKK-YPG’nin Suriye’de 100 bin kisilik ordu kurmak için mücadele verdigi dillerde, medyanin mansetlerindedir. Menbiç aklimizda, Rakka stratejik hedef kümesindedir ve böyle olmalidir. Terörizmi kullanan ser güçler Musul’da, Sincar’da devriye gezmektedir. Türkiye’nin milli bekasina yönelik emellerde azalma yoktur. Tam tersine artis ve yükselis söz konusudur. Geçtigimiz günlerde, Esad’a ait savas uçaklari sinirlarimiza 65 km uzaklikta bulunan Idlib’in Han Seyhun ilçesine kimyasal silahla saldirmistir. Aralarinda çocuk ve kadinlarin da bulundugu çok sayida sivil katledilmis, yüzlerce masum yaralanmistir. Bu insanlik disi cinayeti Afyonkarahisar’dan lanetliyorum. Peki mazlumlar kimyasal bombalarla öldürülürken insanlik ne yapmaktadir? Birlesmis Milletler neyle oyalanmaktadir? 16 Nisan’da yapacagimiz Referandumu bulandirmaya, baltalamaya, tercihleri etkilemeye, algilari yönetmeye kalkisan Avrupa ülkeleri neyle mesguldür? Hani nerede insan haklari? Hani nerede uluslararasi hukukun ilke ve kurallari? Esad katil ve insanlik düsmanidir. Bebeklere kiyan diktatördür, adi bir suçludur. Cani Esad’in mesruiyet ve ahlaki inandiriciligi kalmamistir. Çünkü Esad kana bulanmis, acimasiz ve vahsi suçluya dönmüstür. Bu sabaha karsi Dogu Akdeniz’den atilan 59 füzeyle Suriye’nin Sayrat Hava Üssü vurulmustur. Masumlara alçakça saldiran, bebeklere zehirli gaz firlatan Esad yönetimi layigini bulmus, cevabini almistir. Idlib’in Han Seyhun ilçesine atilan kimyasal bombalari tasiyan uçak ve konuslandiklari üs imha edilmistir. Esad’in insanlik disi saldiri ve katliamlarina verilen füzeli karsilik olumlu ve yerindedir. Ve de Esad Suriye’nin geleceginden sökülüp atilmalidir. Türkiye adaletin yaninda yer almalidir. Türkiye sivil ve masum canlara kast eden katillerin tam karsi cephesinde durmalidir. Zulümle adalet bir arada olmayacaktir. Zulmün oldugu yerde insanlik da bulunamayacaktir. Gelismelere dikkat ediniz, Türkiye her taraftan sarilmistir. Çevremiz vahsetin ambargosu altindadir. Böyle bir durumda devleti sahipsiz birakamazdik, birakmadik. Böylesi sikintili ve agir sorunlu dönemde hükümet etme sistemindeki kilitlenme ve tartismalara katlanamazdik, katlanmadik. Türk düsmanlari karsimizdaydi. Haçli emelleri avimizdaydi. Teslimiyetçiler pusudaydi. Hiyanete ortak olanlar sinsi bir sekilde firsat kolluyordu. Manda ve himaye özlemi çekenler yeniden ayaklanmisti. Türkiye’nin isgal planlari yapiliyordu. 15 Temmuz’da bunu bizzat yasadik ve gördük. Pes edecegimiz düsünülmüstü. Tamam diyecegimiz sanilmisti. Geri çekilecegimiz kurgulanmisti. Bilmiyorlardi ki, Türk milleti dayatmaya gelmez, tehditler sökmez. Merhum Sairimiz Mithat Cemal Kuntay ne demisti: “Gökten ne çikar? Gök ha büyükmüs ha degilmis, sen alnini göster ne kadar yükselebilmis. Gökler çikabildin, uçabildinse derindir, tarih kendin yaziyorsan eserindir.” Alnimiz aktir, vicdanimiz paktir, yükseklere layiktir. Tarih ise sehit kaniyla yazilmistir ve Türk milletinin eseridir. Bu eserimizi çalmaya kalktilar. Bu eserimizi kirletmeye çalistilar. Kiralik tuttuklari teröristlerle üzerimize geldiler. Yeri geldi PKK’ya, yeri geldi ISID’e, yeri geldi YPG’ye, yeri geldi FETÖ’ye cinayet ve yikim emri verdiler. Kimler? Elbette Türkiye’ye düsman kesilen ülke ve güçler. Bunlara karsi Türkiye’nin eli güçlü olmaliydi. Bunlara karsi milli birlik ve dayanisma ruhu harekete geçmeliydi. Özellikle 2007’den beri tartismalarin odaginda bulunan hükümet etme sistemindeki dügüm çözülmeli, Türkiye fiili prangadan kurtulmaliydi. Çünkü bu, 15 Temmuz’dan sonra mecburi hal almisti. Devlet elimizden gidebilirdi. Vatan kaybedebilirdik. Türkiye iç savas ve parçalanmanin kayaliklarina çok sert çarpabilirdi. 15 Temmuz’da projelendirilen buydu. 248 evladimiz sehit oldu. 2 bin 193 evladimiz ise yaralandi. Türkiye çok vahim bir suikasta ugradi. FETÖ, millete bomba atti. Zalimler kudurmus gibi Türkiye’yi kursunladi. TSK içine yuvalanmis bir avuç terörist; uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla milli kurum ve kuruluslari ates altina aldi. Ancak zor oyunu bozdu, Türk milleti hainleri, ederi bir dolar olan serefsizleri hak ettikleri sekilde cezalandirdi. Okunan her sela milli birligin sedasiydi. Tankin karsisina dikilen, silahlarin karsisina gözünü kirpmadan geçen her kardesimiz Türkiye’nin korkusuz, maglubiyeti imkansiz neferiydi. 15 Temmuz’dan sonra sistem anlasmazliklari dogru olamayacakti. Devletin toplum sözlesmesinin yörüngesine çekilmesi sartti. Anayasayi hakim kilmak hepimizin göreviydi. Bu itibarla 11 Ekim 2016 tarihinde tarihi bir çagrida bulundum. Yeni darbe, kriz, darbogaz, kaos ihtimallerine karsi bir olmayi, diri olmayi, sistemsel açmazlari düzeltmeyi önerdim. Adalet ve Kalkinma Partisi bu seslenisimize kulak verdi. Bulusup konustuk. Oturup anlastik, 18 maddelik anayasa degisikligi paketinde mutabakata vardik. Biz dagilan umutlari toplamak için evet diyoruz. Kusatilmis bekamizi güçlendirmek için evet diyoruz. Kirilan hayalleri canlandirmak için evet diyoruz. Yikilan adaleti ayaga kaldirmak için evet diyoruz. Peki, Afyonkarahisar ne diyor? (Evet) Devlet için evet mi? (Evet) Millet için evet mi? (Evet) Cumhuriyet için evet mi? (Evet) Milli beka için evet mi? (Evet) Afyonkarahisar için evet mi? (Evet) Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez. Kardeslik baglarimizi güçlendirmeye yeminliyiz. Tahrip edilen güvenligimizi korumaya yeminliyiz. Zulümden hesap sormaya yeminliyiz. Türkiye’yi yüzüstü birakmamaya yeminliyiz. Biz yemin ettik mi dönmeyiz. Bir yemin ettik mi geriye bakmayiz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin tercihi Türkiye’dir. Türklügün bekasini muhafaza için evet kararindayiz. Afyonkarahisarli kardeslerim tekrar soruyorum: Türkiye Cumhuriyeti sizden bir durus bekliyor, evet mi? (Evet) Türk milleti sizden saglam bir irade istiyor, evet mi? (Evet) Güçlü devlet, mutlu millet için karariniz merak ediliyor, evet mi? (Evet) Biz Türkiye için evet diyoruz, sizler de destek olacak misiniz? (Evet) O zaman ben de diyorum ki, “Evet, Yine Evet, Bir Kez Daha Evet, Sonuna Kadar Devlet, Sonsuza Kadar Millet”   Muhterem Afyonkarahisarlilar, Degerli Dava Arkadaslarim, Evet dedik diyeli hainler korkuyor, siniyor, mum gibi eriyor. Evet dedik diyeli millet düsmanlari telasla saga sola kaçisiyor. Ama nafile, kaçamayacaklar, kurtulamayacaklar; mutlaka tuzaklari yikilacak, oyunlari bozulacak.  Bizim için evet diyen kardeslerim kadar hayir diyen kardeslerimiz de degerlidir. Inancim odur ki, hayir diyenler, kararsizlik geçirenler evete dönecek, Türkiye lehine tavir alacaklardir. Kaldi ki beklentimiz de budur. Fakat anlayamadigimiz, bu CHP’nin milletimizden ne istedigidir. Terör örgütlerinin kuyruguna takilan, Türkiye muhaliflerinin dizlerine kapanan CHP, simdi kalkmis evet tercihinde bulunan vatandaslarimizi tehdit etmeye cüret etmistir. Herhalde HDP’nin asisi tutmustur. Herhalde PYD-YPG, DHKPC’nin markaj ve presi sonuç vermistir. Mutlaka duydunuz, bir CHP milletvekili diyor ki; “diyelim ki evet çikti, kimse heveslenmesin. Samsun’dan baslariz, Izmir’e kadar kovalamazsak anamizdan emdigimiz süt helal olmasin. Sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de Izmir’den denize dökeriz.” Laf etti balkabagi, koy tabaga ye sabaha. Söz konusu milletvekilinin tercümesi budur. Bu CHP milletvekilinin önüne katip kovaladiklari saniyorum halen kaçiyor, simdiye kadar denize döktükleri de muhtemelen yüzüyordur. Bunlar ne zamandan beri kaçmaktan kovalamaya vakit bulmuslardir? Türk milleti öyle asildir ki, kaçani kovalamaz, yikilani vurmaz. Ancak CHP, Afyonkarahisar’a yabanci oldugu için bunu bilmez. Demokratik tercihlere saldirmak yüzsüzlük degil midir? Utanmazlik degil midir? Bu CHP denizdeki baligin karada komisyonculugunu yapacak kadar fütursuzdur. Bu CHP, denizden geçeyim derken çayda bogulacak kadar fikirsiz ve kabiliyetsizdir. Bu CHP, düstügü denizde çoktan HDP, PKK, FETÖ yilanina sarilmistir. Deniz dalgasiz, gemi dümensiz, CHP yalansiz olmaz, olamaz. Göge direk, denize kapak, CHP ve hayirsiz ortaklarinda da ahlak bulunamaz. Bu kirli agiz, bu kinli bakis bozguncudur, fesat yuvasidir. Kiliçdaroglu ve çevresinin eli ayaklarina dolastikça çeneleri düsmektedir. Anlasilan bunlar kafalarini denizle bozmustur. CHP’nin eski genel baskani da hezeyan denizine yelken açayim derken rotadan sapmistir. Geçenlerde diyor ki; “hayir çikarsa düsmani denize dökmüs gibi sevinecegiz.” Bu çarpik ve çürük ifadenin neresini düzeltelim? Neresinden tutalim? Düsman kimdir, deniz nerededir? Baykal ve zihniyeti evet diyen kardeslerimizi ne zannetmektedir? Biz denize bir kez düsman döktük. 95 yil evvel bunun karar ve iradesi de Afyonkarahisar’dir. Yunan General Trikopis ve isgalci askerlerini bir kez süpürdük. Belen Tepe’de, Ekrem Tepe’de, Çigil Tepe’de, Toklu Sivrisi’nde, Sincanli Ovasi’nda, Dumlupinar Meydani’nda nelerin yasandigini CHP lideri ve akil hocalari okuyup arastirsin, anlayip ögrensin. 26 Agustos 1922’de büyük taarruzumuz basladi. Afyonkarahisar, Altintas, Dumlupinar arasinda bes gün bes gece var olusumuzun atesle imtihani verildi; CHP biliyor mu? Zalim ve magrur düsman ordusu akillara dehset verecek sekilde imha edildi, CHP hiç duydu mu? Büyük Türk düsünürü Yusuf Has Hacip bakiniz bizlere nasil seslenmisti; “Diren, arkani dönme sakin düsmana; düsmani vur ya da vurusarak öl orada.” Iste Türk milleti bunu yapmis ve de basarmis, zafere ulasmistir. Yazik ki, CHP terör örgütleriyle düse kalka kötürüm kalmis, milli gerçeklerden tamamen kopmustur. Hz. Mevlana diyor ki: “Kimle gezdiginize, kimle arkadaslik ettiginize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüge götürür.” CHP HDP’yle fiskos yapa yapa, PKK’ya çiçek demetleri göndere göndere, FETÖ’yü aklamaya çalistikça direkt çöplüge gittiginin farkinda degildir. Niye, çünkü suur kapali, öldürücü zehir siyasi bedene nüfuz etmistir. CHP’nin, HDP’nin, FETÖ’nün, evet çikmasi halinde bittik diyen PKK’nin, DHKP-C’nin, Türk düsmanlarinin 16 Nisan’da milli iradenin kazaninda kaynayip buharlasacaklarini görüyorum. Sizler de görüyor musunuz? Iste korkulari bundandir. Kaygilari bu yüzdendir. Ama Afyonkarahisarlilar bunlari da affetmeyecek, insallah tokadi vurup alayini birden yikip geçecektir. Buna var misiniz? (Evet) Bunu yapacak misiniz? (Evet) 16 Nisan’da hükümet sistemi degisecek. Yeni adiyla Cumhurbaskanligi Hükümet Sistemi gelecek. Evet diyor musunuz? Rejim degisikligi diyorlar, yalan. Tek adamlik gelecek diyorlar, iftira. Devletteki çift baslilik son buluyor, yürütme ve yasama esasen ve islevsel yönden ayriliyor. Kuvvetler ayriligi etkin ve güçlü hale geliyor. Yasama yürütmeyi denetleyecek, kontrol mekanizmalari faal çalisacaktir. Buna onay veriyor musunuz? Yasama yetkisi münhasiran TBMM’de olacaktir. Cumhurbaskanligi kararnamesi kanunla düzenlenen konularda çikarilamayacak, TBMM’nin ayni konuda kanun yapmasi halinde hükümsüz kalacaktir. Afyonkarahisar destekliyor mu? Cumhurbaskani’nin filli ve hukuki sorumsuzlugu sona erecektir. Ilk kez Cumhurbaskanina cezai ve siyasi sorumluluk getirilecektir. Burasi tamam mi? Milletvekili sayisini 550’den 600’e çikariyor, TBMM’nin temsil gücüne güç katiyoruz. Seçilme yasini 25’ten 18’e indiriyor, gençlerimizin önünü açiyor, onlara yaninda oldugumuzu gösteriyoruz. Yürütmeyi bizzat Afyonkarahisar seçecek, güvenoyunu da Afyonkarahisar verecek. Yarginin bagimsizliginin yaninda tarafsiz olmasi da saglanacak. Bunlara destek olacak misiniz? Söz mü? Meclis’in feshi asla mümkün olmayacak. Sizin seçtiginiz milletvekilleri ayni zamanda Cumhurbaskani ve bakanlari denetleyecek. Anlastik mi, uzlastik mi, sözlestik mi? Cumhurbaskani ve bakanlarin Yüce Divan’a sevkleri kolaylasacak. Hakimler Savcilar Kurulu’nun çogunlugunu TBMM atayacaktir. Cumhurbaskani’nca seçilen Anayasa Mahkemesi üye sayisi azalacaktir. Diyorum ki alayina birden evet; devlet için evet, millet için evet, cumhuriyet için evet, 16 Nisan’da Afyonkarahisar için Evet. Evet ülkemiz için sözdür, yemindir; vazgeçilmeyecektir. Evet Türkiye Cumhuriyeti’dir, evet milli birligin simgesidir. Afyonkarahisarli kardeslerim soruyorum sizlere; 16 Nisan’da devlet için cevabiniz ne olacak? (Evet) Millet için karariniz ne olacak? (Evet) Cumhuriyet için tavriniz ne olacak? (Evet) Türkiye için durusunuz ne olacak? (Evet) Kaynagimiz millet, kudretimiz devlet; irademiz evet, yine evet, bir kez daha evet. Sözlerime son verirken, ilginizden, misafirperverliginizden dolayi tesekkür ediyor, hepinizi sevgi ve saygilarimla selamliyorum. Yolunuz, bahtiniz, alniniz açik olsun diyorum. Türkiye için evet, istiklal için evet, istikbal için evet; Ne Mutlu Türküm diyene sözünü yasatmak için evet. Sag olun, var olun, Yüce Allah’a emanet olun.