YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan: Artık eğitimdeki başarımızın üzerine neyi koyacağımızı konuşabiliriz

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar Çobanlar'da Sıcak Asfalt Çalışmaları TamamlandıAfyonkarahisar Çobanlar'da Sıcak Asfalt Çalışmaları Tamamlandı

 

 

YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde konuşan Necmeddin Bilal Erdoğan, "Bir taraftan çocuklarımızı teknolojinin nimetleriyle daha iyi geliştirmeye, eğitmeye ve terbiye etmeye elbette çalışacağız. Diğer taraftan da insanın da teknolojiyi eğitmesi gerektiğini, teknolojinin de insanın dokunuşuna ihtiyaç duyduğunu hiçbir zaman unutmayacağız." dedi.

 

Eğitimde yapay zekâ ve dijital becerilerin etkisini derinlemesine ele almak, geleceğin eğitim dünyasını şekillendirmek ve yeni fırsatlar keşfetmek amacıyla YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi düzenlendi.

"Eğitimi Geleceğe Taşımak: Yapay Zekâ ve Dijital Beceriler Işığında Eğitim" temasıyla Yenidoğu Okulları Çekmeköy Kampüsü’nde gerçekleşen zirveye; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Çekmeköy Kaymakamı Resul Çelik, Milli Teknoloji Genel Müdürü Sadullah Uzun, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen, Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Akhan,YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, bir çok eğitimci ve konuklar katıldı.

Zirvede konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, dijital ve teknolojik dönüşüm ve yapay zekâ ile uzay alanındaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, savunma sanayisinde yerlilik ve milliliğin Türkiye için bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Türkiye'nin savunma sanayisinde geçmişte yaşadığı olumsuzluklardan bahseden Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği sayesinde Türkiye'nin ihtiyacı olan ne varsa kendi imkân ve kabiliyetleri ile üretme politikasına geçtiğini, Türk milletinin tam bağımsızlığını, istiklalini ve istikbalini kendi geliştirdiği milli savunma sistemleriyle tahkim etme yolculuğunun başladığını anlattı.

Kacır, Türkiye'nin savunma sanayisinde yerliliğinin yüzde 80'in üzerine çıktığını, neredeyse bütün kritik sistemleri yerli ve milli olarak üretme kabiliyetine haiz hale geldiğini kaydederek, savunma sanayisinde elde ettikleri bu başarıyı diğer alanlara da yaymak istediklerini vurguladı.


Yapay zekâ, ticari ve ekonomik dengeleri de değiştiriyor”

Yapay zekâ alanında yaşanan gelişmeleri ve bu teknolojinin kullanımının getirdiği avantajları da paylaşan Kacır, "Yapay zekâ şimdiye kadarki tecrübelerimizin de ötesinde bir yaygın paradigma değişimini dünyaya taşıyor. Tabii bu, dünyada ticari ve ekonomik dengeleri de değiştiriyor. Bugün artık dünyanın en değerli şirketlerinden biri bütün bu yapay zekâ çalışmalarına imkân verecek veri merkezlerini ve çift teknolojilerini geliştiren, kuran bir şirket" şeklinde konuştu.


Bakan Kacır: “En büyük iş eğitimcilerimize düşüyor” 

Bakan Kacır, internette arama motoru pazarına tek bir şirketin hâkim olduğunu ve bu internette arama yapılınca ilk sırada kullanıcının karşısına ansiklopedi gibi bir web adresinin çıktığını kaydetti. Kacır, "En büyük iş eğitimcilerimize, hocalarımıza, bu eğitim müesseselerimize düşüyor. Kendi insan kaynağımızın kendi yapay zekâ çözümlerimizi geliştirmesinin önünü açmak, bunun için onları ihtiyaç duyduğumuz yetkinliklerle buluşturmak durumundayız.

Onların hayallerini araştırmaya, geliştirmeye ve projeye dönüştürmelerini sağlayacak işler yapmak durumundayız. Bir yandan da elbette kamu yönetimi tarafında yapay zekanın etik ve ahlaki bir çerçevede kullanılabilmesine yönelik tedbirler almak, düzenlemeler yapmak ve kendi toplumumuzu ve insanımızı bu tehditlerden muhafaza etmeye dönük adımlar atmak zorundayız." ifadelerini kullandı. 


YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan: “Kazanım temelli değil beceri ve yetkinlik temelli bir eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu görüyoruz”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Erdoğan, Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) olarak Türkiye'de öncü denilebilecek uygulamalar ortaya koyduklarının altını çizdi.

Erdoğan, 2015'te "Türkiye'de yeni bir müfredat çalışması yapılsa nasıl olması gerekirdi?" sorusu üzerine başlattıkları çalışmalarla ilgili olarak, "Bütünlükçü bir yaklaşımla aslında derslerin birbiriyle bağlantısı olması gerektiğini, birbirinden beslenmesi gerektiğini düşünen bir yaklaşımla ortaya koyduğumuz bir çalışma.

Biz 10. yılımıza yaklaşıyoruz, belli bir noktaya kadar getirdik, geliştirdik. Şimdi bütün öğretmenlerimizin bunu daha iyi uygulaması için özellikle çalışıyoruz." diye konuştu.

21. yüzyılda eğitimin gitmesi gerektiği yolun ortada olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "Artık kazanım temelli değil beceri ve yetkinlik temelli bir eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu görüyoruz. Gerçekten bütün öğrencileri birbirine benzetmeye çalışan değil, bütün öğrencilerin kendine has güçlü yönlerinin, kendine has kıymetlerinin olduğunun farkına varıp onları işlemeye çalışan bir eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu gördük.

 Elbette ki ne kadar yetkinlikle donatırsanız donatın insanın her şeyden önce insan olması gerektiğini ve bir insanı diğer canlılardan üstün kılan hasletlerin ön planda olması gerektiğini kaçınılmaz olarak eğitimde, merkezde yer alması gerektiğini yine biz yaklaşımımızın merkezine koyduk ve Türkiye Maarif Modelinin de buna ne kadar önem verdiğini görüyoruz."

“Her yıl devam eden gelişme aslında daha iyi noktaya geleceğimizin habercisiydi"

Erdoğan, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşunca (IEA), 4'üncü ve 8'inci sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarının değerlendirildiği ve Türkiye'nin ön sıralarda yer alarak dikkatleri çektiği Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) 2023 sonuçlarına değindi.

TIMSS sonuçlarının da ortaya koyduğu gibi Türkiye'nin son 20 yılda eğitimde istikrarlı bir şekilde çıtayı yükseğe koyduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Her yıl devam eden gelişme aslında bizim daha iyi noktaya geleceğimizin de habercisiydi -son sonuçlar tabii aslında kamuoyu bunları ne kadar farkında ne kadar takdir ediyor çok takip edemiyorum- ama Türkiye şu anda birçok Avrupa ülkesinin önüne geçmeyi başardı. Bazı dallarda ilk sıraya, bazı dallarda ilk üçe, bazılarında ilk yediye yerleşti.

 Bu OECD ülkeleri içinde dünyada referans alınan bir eğitim çıktıları araştırması olduğuna göre artık Türkiye olarak eğitimde bir aşağılık kompleksine bizim için gerek kalmadığını, artık eğitimdeki başarımızın üzerine neyi koyacağımızı konuşabiliriz."

“Yapay zekanın insanlığı kaybetme riskiyle hesaplaşılmalı”

Erdoğan, teknolojinin bir de felsefi boyutuna dikkati çekerek, robotların dünyayı istila etmesinden, yapay zekanın insanları yönetmesinden ziyade insanlığı kaybetme riskiyle hesaplaşılması gerektiğini düşündüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnsanı insan yapan, hayvanlardan, makinelerden, diğer yaradılıştan farklı kılan özelliklerimizi bütün bu teknoloji, iletişim çağında nasıl koruyacağız?

Bunu da eğitimcilerin çok ciddi düşünmesi, konuşması, tartışması gerektiğini düşünüyorum. Bir taraftan çocuklarımızı teknolojinin nimetleriyle daha iyi geliştirmeye, eğitmeye ve terbiye etmeye elbette çalışacağız. Diğer taraftan da insanın da teknolojiyi eğitmesi gerektiğini, teknolojinin de insanın dokunuşuna ihtiyaç duyduğunu hiçbir zaman unutmayacağız."