-
Son dönemlerde, hakaret, tehdit ve nefret söylemlerinin normalleştirilmeye çalışıldığı gözlemleniyor. Bu bağlamda, devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve farklı siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlara yönelik yapılan hakaretler, fikir özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Aksine, bu tür ifadeler kınanmalı ve reddedilmelidir.
Cumhurbaşkanına ve Cumhurbaşkanlığı makamına yönelik hakaret eden bir bireyin, muhalefet partisi lideri tarafından protokolde ağırlanması, alkışlanması ve ödüllendirilmesi katıksız bir kabul edilemezlik taşımaktadır. Siyasi partilerin yöneticileri, nefret ve hakaret söylemlerinin savunucusu olamaz. Bu tür söylemlere değer verilmesi, toplumsal bir bilinçsizlik ve düşünce karışıklığı anlamına gelmektedir.
Küfürü sahiplenenlerin, aynı zamanda bu kabullenme ile benzer bir zihniyet içinde olduğu unutulmamalıdır. Demokratik bir hukuk devleti bağlamında, belirli bir siyasi parti tarafından hakaret ve küfrün normalleştirilmesi, toplumun değer yargılarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Cumhurbaşkanına ve vatandaşlara karşı gerçekleştirilen her türlü nefret söylemi ve hakaret eylemlerine karşı mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.
Yorumlar
Yorum Yap