Gözden kaçırmayın

“Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye’ toplantısı ilimizde yapılacak“Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye’ toplantısı ilimizde yapılacak

Bebek katilleri bu kez de Gaziantep’te roketli saldırı ile 2 canımızı bizden kopardı . 5 aylık hamile Büşra isimli kardeşimiz ise şuan entübe durumda, karnındaki bebek yaşatılmaya çalışılıyor. Saldırıda hayatını kaybeden 5 yaşındaki çocuğumuzun ve genç öğretmenimizin kanı yerde kalmayacak. Şanlı ordumuz hesabını soracaktır.  Bu hain, kansız, soysuzlar asla bizi yıldıramayacak. Biz bir ölür, bin diriliriz. Biliyorsunuz, İYİ Parti İl Başkanlığı olarak büyük bir özveri ile yürüttüğümüz ilçe kongrelerimizi sonlandırdık.  Pazar günü yapılan merkez ilçe kongresi ile birlikte ilçe kongrelerimiz tamamlanmış oldu. Görevine devam edecek olan ve göreve yeni seçilmiş olan arkadaşlarıma başarılar diliyorum.  Delegelerimizin oylarıyla Merkez İlçe Başkanı seçilen İzzet Köken kardeşime de görevinde başarılar diliyorum. Genç kardeşimiz partimize taze kan olacak inşallah.  Demokrasi çizgisinden ayrılmadan 2023 seçimlerine hazırlandığımız şu günlerde ihtiyacımız olan tek şey birlik, beraberlik, saygı, sevgi ve hoşgörü.  Allah’a şükürler olsun ki bizim yol arkadaşlarımızda bunlar mevcut. Dolaysıyla hem tatlı bir rekabetin olduğu hem de nezaket dolu bir kongre süreci geçirdik.  Bu sürecin bu denli refah içinde geçmesinde emeği olan herkese gönülden teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.  Bildiğiniz gibi daha önce Genel Merkezimiz tarafından görevden alınan Gençlik Kolları Başkanı, AKP’ye katılmıştır. Ne yazık ki basında bu yanlış telaffuz edildi ve bu kişinin partimizin mevcut Gençlik Kolları Başkanı olduğu yönünde bir algı oluştu. Ben bu konuya bir açıklık getirmek istiyorum. Bu kişinin 4 ay önce zaten partimizle ilişkisi kesilmiş, kendisi görevden alınmıştı. Hatta bu kişi 15 gün önce partimize yeniden üye olmak istedi.  Yani kapı kapı gezip kendini yamayacak bir parti arayanlarla zaten bizim işimiz olmaz. Biz bir davaya gönül verenlerle beraberiz. Bir vizyonu, misyonu, ideolojisi olanlarla beraberiz.  Biz bu yola inanarak çıktık, inananlarla beraber çıktık. Çürük elmaları ayıkladıkça daha da güçleniyoruz.  Ne yazık ki artık AKP de kendine parti bulamayıp kapı kapı dolaşanların partisi oldu. ‘yoklukta gider’ düşüncesiyle üye olunan bir parti konumuna geldi. Biz emin adımlarla, bize inananlarla, gerçek dava adamlarıyla yolumuza devam edeceğiz. Davasını satan, ülküdaşlarını yarı yolda bırakan MHP liderine yönelik sözlerimiz İl Başkanının zoruna gitmiş belli ki. Geçen haftaki basın açıklamamızdan sonra üstü kapalı bize gönderme yapmış kendisi. ‘3 günlük siyasi ömürlerine bakmadan MHP’ye laf söylüyorlar’ demiş.  5 yılda partimizin Afyonkarahisar’da geldiği nokta mı rahatsız etti sizi Sayın Başkan?  İktidara yürüyen ayak seslerimizden mi rahatsız oldunuz?  Yoksa yavru iktidar olma hayalleriniz suya düşecek diye mi korktunuz?  Siz önce kendinize bir bakın…  Bu dava yolunda şehit olanların kemiklerini sızlattınız. Davanızı sattınız. Başka bir siyasi partinin gölgesinde siyaset yapmaya kalktınız ülkücülüğü ayaklar altına aldınız.  Hani diyorsun ya ‘bizim 53 yılda geldiğimiz mevkie birkaç yılda gelenler’ diye.  Sizin 53 yılda geldiğiniz nokta, başka bir siyasi partinin himayesinde varlığınızı sürdürmeye çalışmaktır.  Allah bize sizin gibi olmayı nasip etmesin zaten. Biz davamızı satacağımıza ölürüz daha iyi ! Neymiş efendim? Kendileri çınar ağacıymış da biz kabak filiziymişiz. Bırakın artık kendinizi dev aynasında görmeyi, biraz da boy aynasına bakın. Siz yapraklarınızı dökeli, kupkuru bir dal gibi kalalı çok oldu…  Evet biz filizleniyoruz. Meyve vererek filizleniyoruz. Milletimizin verdiği can suyuyla büyüyoruz.  Ve evet farkındayız, sizi korkutuyoruz. Siyaset sahnesinden siliniyor, tarihe gömülüyorsunuz… Tutturmuşsunuz bir kahvaltı hayali diye… Siz bizim neyi hayal ettiğimizi nereden bileceksiniz? Biz kızıl elmayı hayal ederiz. Biz turanı hayal ederiz. Biz, bize inananlarla birlikte davamızın son neferi kalana kadar turana yürümeyi hayal ederiz. Sizin için kolay olan, kendi uydurduğunuz bir hayalin üzerinden partimize çamur atmaktır. Anayasa görüşmeleri için HDP’nin kapısını çalan ortağınızı eleştirmeye gücünüz yetmez çünkü. Geçin bunları beyler, millet neyin ne olduğunu çok iyi anladı artık. Sandığa gömecekler sizi sandığa. Bu son çırpınışlarınız.  Vatandaşın sırtından para kazanıp onlara hayal tüccarlığı yapanlar kendi ceplerini doldururken dar gelirli vatandaşların geçim derdini de yüzlerine vuruyorlar.  Küçükçobanlar’a TOKİ yapılacağı için başvuru alıp o işi de yılan hikayesine çeviren AKP zihniyeti, ekonomik krizin tam ortasında vatandaşı mağdur etmeye devam ediyor.  TOKİ başvuruları yapıldığında bu insanların ödeyeceği aylık tutar 249 TL iken bugün o tutar 1.400 TL’ye çıktı. El insaf diyorum başka bir şey demiyorum… 2+1 ev sahibi olmak için 110.000 TL ödeyecekken şimdi 680.000 TL ödemek zorundalar. Hak, hukuk, adalet diyeceğim ama onlar bu kelimeleri çoktan unuttu. Adı üstünde dar gelirli vatandaş…  Emekli adam… Asgari ücretle çalışan baba… Aylık 1.400 TL’yi oraya verecek de ne yiyip ne içecek soruyorum sizlere…  Umut satıyorsunuz, hayal tüccarlığı yapıyorsunuz. Yazıklar olsun… Herkes biliyor ki AKP bu ülkeyi sömürdü hem maddi hem manevi anlamda sömürdü.  İnsana, hayvana, doğaya hiçbir şeye saygı duymadıkları gibi her şeyi tükettiler ne yazık ki…  Bunun bir örneği Çal Dağı… Goca Çal olarak da bilinen, verimliliği ile dikkat çeken Çal Dağı’nın son görüntüsü içimizi sızlattı. Sanki hastalık girmiş gibi yemyeşil dağ, madencilik hevesiyle bir bozkıra dönüştürülmüş. AKP’nin çıkarcı politikaları ile el değmemiş doğal güzelliklerimiz yok oluyor.  Her şeyi sömürdükleri yetmiyor, halkın inancını, güvenini de sömürüyorlar. Her seçim dönemi boş vaatlerle halkın umudunu boşa çıkarıyorlar.  Askeri havaalanının sivil uçuşlara açılması konusunu her seçim dönemi vatandaşa vaat olarak sunuyorlar. Bir de utanmadan diyorlar ki; her dönem ısrarcı olacağız…  Yahu yerine getiremeyeceğiniz sözleri neden ısıtıp ısıtıp her dönem millete vaat diye söylüyorsunuz ki?  İktidar gücünüzü canınınız isteyince kullanıyor istemeyince kullanmıyorsunuz. Sizin çıkarlarınıza hizmet edecek bir konu olsa hemen yerine getirirdiniz. Dedik ya değerli arkadaşlar; insana, doğaya, hayvana kıymet vermiyorlar diye, bunun bir örneği de sokak hayvanlarıdır. Sokak hayvanları Afyonkarahisar’da ya işkenceye maruz kalıyor ya da bir köşede aç susuz ölüme terk ediliyor. Bir belediye sokaklardaki hayvanlara bile sahip çıkamıyorsa halka nasıl hizmet etsin?  Sandıklı’ya 2018 yılında hayvan barınağı yapılacaktı. Bunun için hibe desteği de alındı ama ortada barınak yok. Şimdi insanlar doğal olarak bakımsız ve saldırgan sokak hayvanlarından şikayetçi. Bu kadar basit bir konuda bile yetersiz kalan Afyonkarahisar Belediyesi yönettiği ilçelerde ve şehir merkezinde maalesef bu sorunu çözme yolunda bir adım dahi atmıyor senelerdir. Bu dünya sadece bizim değil, bize ait değil. Hayvanlara da doğal bir yaşam alanı yaratmak zorundayız. İhtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Aynı zamanda insanların da can güvenliğini sağlığını düşünmeliyiz. AKP zihniyeti ne yazık ki bu konuda da üzerine düşeni yapmıyor, hatta devletten hibe almasına rağmen aldığı hibeyi nereye harcadığı da bilinmiyor. Vatandaşı kandırdıkları yetmiyormuş gibi devleti de kandırmaya çalışıyorlar.  İnsan sağlığını hiçe sayan, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu tescilleyen belediye, uzun çarşıdaki restorasyon çalışmalarını da önlemsiz yürütüyor. Her gün binlerce insanın yürüdüğü uzun çarşıda restorasyon çalışmaları baştan savma şekilde yürütülüyor. Afyonumuza özgü pek çok ürün için yerli yabancı turistler bu caddeyi kullanıyor. Baretsiz, kemersiz, iskelesiz çalışan işçiler bütün bunlar yetmemiş gibi çarşıda yürüyen insanların üzerine çatılardan molozları süpürüyor. En basit işler bile Afyonkarahisar Belediyesi eliyle zorlaştırılıyor. Beceriksizlik, basiretsizlik paçalardan akıyor. Afyon halkını hiçe saydığı yetmezmiş gibi şehir dışından gelen misafirlerimize de bu çirkin yüzünü gösteriyor, bizi rezil ediyor.  Başladıkları her işi sakız gibi uzatmaktan zevk alıyorlar, iş ne kadar uzun sürerse o kadar prim yaptıklarını sanıyorlar ama benim aziz milletim bunları bir kenara yazıyor. Seçim günü geldiğinde sandıkta en güzel karşılığı verecek sizlere. Kendilerinden başka hiç kimseye ve hiç bir şeye kıymet vermeyen bu zihniyet İYİ Parti iktidarı ile yıkılacak Allah’ın izniyle…      Sapla samanı ayırt edemeyen, devletin her kademesinde liyakatsiz atamalarla kadrolaşma yoluna giden, haklıya hakkını vermeyen bu zihniyet, ne yazık ki eğitim yuvalarını da siyasi arenaya çevirmiş durumda. Şemsettin Karahisari Ortaokulu’nun sosyal medya hesapları, siyasi tutumları ile dikkat çeken Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir şahsın gönderilerini paylaşıyor. Geleceğimizi emanet ettiğimiz kurumlar neye hizmet ediyor? Kimin ekmeğine yağ sürüyor? Kime güveniyorlar da tek işleri eğitim olması gerekirken siyasi söylemlere alet oluyorlar? Bu kadar da olmaz be kardeşim, bu kadar da olmaz. Yaptığınız işe, zapt ettiğiniz makama, öğrencilerinize saygınız yok diyelim. Kendinize de mi saygı duymuyorsunuz? AKP’nin yarattığı zemin bu işte. At izi it izine karışmış durumda. Ama az kaldı diyoruz. Hep söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Biz cesur İYİ’ler olarak bu ülkenin, bu Cumhuriyetin yılmaz bekçileriyiz. Yılmayacağız, yıkılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz.    Sözlerime son verirken Türk Diş Hekimleri Gününü Kutluyorum. Gerek koruyucu hekimlik gerekse tedavi edici hekimlik açısından üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olan ve bu konuda özveriyle çalışan tüm hekimlerimizin Diş Hekimleri Haftasını kutluyor, sağlık ve mutluluk dolu nice haftalar diliyorum. Ayrıca Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanının verilişinin yıldönümünü ve bu anlamlı günü “Öğretmenler Günü” olarak kutlamanın mutluluğu içindeyiz.  Günümüzde eğitim ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak öğretmenlerin; bilginin üretilmesi, geliştirilmesi ve geleceğe aktarılması sürecindeki öncü rolü, geçmişte olduğu gibi bugün de sürmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, görevleri başında şehit olan ve aramızdan ayrılan tüm öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle; gerek ilimiz genelinde görev yapmakta olan, gerekse de eğitim camiasına uzun yıllar emek vermiş ve emekli olmuş tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.   Toplumların gelişip modern bir hal almasında en büyük paya sahip olan öğretmenler, eğitim dünyasının vazgeçilmez neferleridir. Onların yetiştireceği nesiller, hiç şüphesiz ki ülkemizin geleceğini şekillendiren kişiler olarak karşımıza çıkacaktır. İşte bu yüzden kutsal bir göreve sahip olan öğretmenlerimiz, bizler içinde son derece önemli ve değerlidir. Başöğretmen Atatürk’ün “İnsanlık toplumunun en fedakâr, en saygıdeğer unsurları hiç şüphesiz öğretmenlerdir” sözü, öğretmenlerimizin değerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle her türlü fedakârlıktan kaçınmadan özveriyle çalışan öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır