Gözden kaçırmayın

“Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye’ toplantısı ilimizde yapılacak“Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye’ toplantısı ilimizde yapılacak

ÇÖZÜM; INSANI VE VICDANI OLMALIDIR! Öncelikle son birkaç haftadir sel, heyelan ,deprem ve yangin  gibi afetler nedeniyle zor günler yasayan, bu olumsuzluklardan etkilenen tüm vatandaslarimiza bir kez daha geçmis olsun dileklerimi iletiyorum. Umarim yasananlar hepimize, özellikle de is basinda bulunma sorumlulugunu tasimasi gerekenlere ders olur. Cenab-i Allah beterinden korusun diyor, gerekli tedbirlerin bir an evvel alinacagini umuyoruz. "TÜRKIYE EKONOMISINDE ÜÇ KONU ÇOK ÖNEMLI" Türkiye 6 milyonla, 6 milyarla hizmetten alikonulacak bir ülke degil. Bu paralar bulunur. Ekonomi için üç sey önemli.  1**Yolsuzluk ortadan kalkacak. 2**Israf ,Milyarlarca dolarlik israf var. Simdi Kibris'a külliye sözü verildi. Kime fayda sagliyor bu?  3**Bir de rüsvet. Bu üç unsur ortadan kalkacak. Türkiye bu üç kademede dönen para benim kanaatim 200 milyarin altinda degil. Güne 700 milyon lira düser. "IBAN NUMARASI VERMEK ACZIYETIN IFADESIDIR" Vatandas devletten yardim istiyor, geçinemiyorum diyor. Simdi deniyor ki, 'IBAN numarasi verelim bize yardim edin'. Bizim milletimiz hakikaten cömerttir. Ama el insaf, devletin çikip da 'yardima muhtaciz, su yanginlari söndürelim' diyorsa o muktedir degildir. Muktedir olmayan hükümetin hizmet etmesi mümkün degil. Ellerindeki imkanlari dogru yerde kullanmiyor. Su anda Türkiye'nin yeni yola ihtiyaci var mi? Yeni yollar için temeller atiliyor. Istanbul Kanali'na milyarlari tahsis etmekte tereddüt etmeyeceksiniz ama yangin için IBAN numarasi vereceksiniz. Bu acziyetin ifadesidir. Su anda Türkiye bu yangin söndürme uçagini yapma kapasitesine sahip. Pilotsuz uçaklar imal ediyoruz. Bütün mesele niyete geliyor. Siz onu yaparken 'bunu yaparken ne kadar pay alirim' diye düsünürseniz, o zaman 4-5 milyon yetmeyebilir. Ayrica 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlari'nda ülkemizi basariyla temsil eden, farkli branslarda elde ettikleri galibiyetler ve aldiklari madalyalarla gögsümüzü kabartan milli sporcularimizi tebrik ediyorum. 8 Agustos'a kadar devam edecek müsabakalarda ülkemizin büyük basarilar elde edecegini ümit ediyor, sporcularimiza basarilar diliyorum. TUNUS'TA YASANAN GELISMELER Bu hafta ilk olarak; Tunus'ta yasanan ve bizleri endiseye sevk eden hadiselerle baslamak istiyorum. Tunus halkinin iradesinin askiya alinmis olmasi bizleri derin bir endiseye sevk etmistir. Basbakanin görevden alinmasi ve meclisin faaliyetlerinin durdurulmasi Tunus’un demokratik bir ortak zemin insa etmek adina simdiye kadar verdigi mücadeleye büyük zararlar verecektir. Bu mücadelenin ve kazanimlarin devam etmesini, bir an önce normal sartlara dönülmesini bekliyor, bunun Tunus ve bölge halkinin baris ve huzuru için çok önemli olduguna inaniyoruz.   INSANA VERDIGIMIZ DEGERDEN VAZGEÇEMEYIZ Degerli arkadaslar, Son günlerde gündemi mesgul eden bir baska konu ise mülteciler konusu. Ne yazik ki iktidarin sürecin en basindan itibaren Suriye meselesinde takindigi yanlis tutumunun ve kontrolsüzlügünün faturasi savastan ve yokluktan kaçan mazlum ve magdur insanlara kesiliyor. Geçtigimiz günlerde bir belediye baskaninin mültecilere yönelik ayristirici sözlerini son derece üzüntüyle karsiladik. Sehirden gitmelerini saglamak için mültecilerden su ve kati atik bedeli gibi kalemlerde 10 kat daha fazla ücret alinacagini söyledi. Bizim için bu çok vahim ve yanlis olan uygulamalar çözüm olmadigi gibi insani de degildir. Bir idare böyle adimlar atarsa toplumda pamuk ipligine bagli huzur iyice kopar ve yanlis sonuçlara neden olabilir. Elbette herhangi bir vatandasimiz iktidarin yanlis politikalarindan dolayi sosyal hayatinda dogan sorunlardan ya da demografik yapinin degismesinden rahatsiz oldugunu ifade edebilir. Bu sorunlarin çözümüne dönük çalismalarin yapilmamasindan rahatsizlik da duyabilir. Fakat bilmeliyiz ki; millet olarak bizim aradigimiz çözüm her sart altinda insani ve vicdani olmak zorundadir. Bizi biz yapan asil deger budur ve unutulmamalidir. Insana verilen degeri dünyaya hatirlatmak görevinden tarih boyunca vazgeçmedik bugün de vazgeçmemeliyiz. Çözümün siyasi oldugu açiktir. Avrupa, sayilari yüzü bile bulmayan mülteciye sinirlarini kapatirken Türkiye’ye deyim yerindeyse rüsvet karsiliginda mültecileri tutma görevi veriyor. Türkiye, adeta Edirne sinirinin ötesinde huzur bozulmasin diye kolluk görevi icra eden bir ülke olmustur. Iktidarin göç politikalarindaki kontrolsüzlügü ise sorunu daha çetrefilli hale getirmektedir. Bu kontrolsüzlük hem toplumsal anlamda hem de iç ve dis güvenlik anlaminda bizleri tedirgin etmektedir. Türkiye siyasi olarak agirligini kullanarak bölge ülkelerle, Avrupa Birligi ve Birlesmis Milletler ile birlikte bu isin çözümü noktasinda ortak bir zemin kurmalidir. Fakat bir kez daha altini çiziyorum; tepkilerimizi iktidarlarin yanlis politikalarina göstermeliyiz; magdur ve mazlum siginmacilara degil! Ve her sart altinda vicdanimizin sesine kulak vermeliyiz.   MEMURLARIN TOPLU SÖZLESME SÜRECI 4 milyona yakin memur ve 2 milyona yakin memur emeklisini ilgilendiren ve zam pazarliklarinin yapilacagi 6. Dönem Toplu Sözlesme süreci önümüzdeki bugün baslayacak. Bu görüsmelerden önce memur sendikalarimizin dün kamuoyuna duyurduklari istekleri ise son derece makul tekliflerdir. Devletin asli gücünü ve bel kemigini olusturan memurlarin geçmis dönemde aldiklari zamlar ne yazik ki onlari enflasyona karsi korumaya yetmedi. Simdi hükümet ve memurlar yeni bir pazarlik sürecine basliyorlar. Bizim hükümete tavsiyemiz milletten kopuk yönetim anlayisini bir kenara birakip, bu süreci elindeki son firsat olarak görmesidir. Kendisine yakin müteahhitlere bol keseden ihale dagitan, yakin çevresine ulufe gibi kadro veren, büyük sermaye sahiplerinin milyon dolarlik vergi borçlarini tek kalemde silen hükümete bu cömertligi geçim sikintisi yasayan memurlarimiza karsi da göstermesini tavsiye ediyoruz. Her firsatta Türkiye’nin ekonomik yönden büyüdügünü, Avrupa’nin diger ülkelerine kiyasla kendi vatandasina iyi bir yasam sundugunu iddia eden iktidarin önünde bu iddialarini dogrulayacak bir firsat var. Bizim 97'de gösterdigimiz babayigitligi gösteremeseler dahi memur sendikalarinin bu makul tekliflerini yerine getirmelidirler. Sayet iktidar bu firsati iyi degerlendirmeyip, memuru geçim derdiyle bas basa birakirsa; tamamlamak üzere oldugu siyasi ömrünün 2023’te kaldirilacak tabutunun son çivilerini kendi eliyle çakmis olacak!   EKONOMI ALARM VERIYOR Kiymetli arkadaslar; bugün ülkemizin ve insanimizin süphesiz en önemli sorunlarindan birisi de ekonomidir. Açiklanan tüm rakamlar, ekonomide alarm çanlarinin çaldigina isaret ediyor. Türkiye'de kisi basina düsen milli gelir 2021 yilinda 7700 dolara kadar geriledi. 2013 yilinda 13 bin dolar civarinda olan kisi basi milli gelirimiz, son 8 yilda ne oldu da bu kadar düstü? Hangi politikalar sonucunda Romanya, Bulgaristan, Sirbistan, Gabon ve Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerin gerisine düstük? Ayrica Hazine ve Maliye Bakanliginin iki gün önce yaptigi açiklamaya göre de merkezi yönetim brüt borç stogu 30 Haziran itibariyle 2.026,8 milyar TL (2 trilyon 26 milyar 800 milyon lira)'ya ulasti. Bu rakamlara göre merkezi yönetim brüt borç stoku son bir ayda 25,4 milyar lira artti. Neden hizla borçlaniyoruz ve neden ayni hizla fakirlesiyoruz? Bu sorularin üzerine uzun uzun düsünmek mecburiyetindeyiz!   MILLET GEÇINEMIYOR Muhterem arkadaslar; bu rakamlarin ötesinde çok açik bir sekilde görülüyor ki millet geçinemiyor, ay sonunu dahi getiremiyor. Açlik siniri 3 bin 500 lirayi asti, yoksulluk siniri ise 12 bin 195 lira seviyelerini gördü. Içinde bulundugumuz ekonomik kriz ne yazik ki insanimizin belini her geçen gün daha da bükmektedir. Biz Saadet Partisi olarak asgari ücret belirlenirken; "10 yillik planlar yapilmali ve asgari ücrette açlik siniri degil, yoksulluk siniri hedef alinmali" diyoruz. Biz Saadet Partisi olarak, bugün iktidarda bulunanlara bunlari çözüm yollari olarak gösteriyoruz. Seçime degil geçime odaklaniyoruz. Toplumumuzun her bir kesimi ile bir araya geliyor, dertlerini dinliyor ve çözüm önerilerimizi paylasiyoruz. Iktidar bu söylediklerimizi bugüne kadar oldugu gibi bugünden sonra da yine görmezden ve duymazdan gelmeye devam ettigi taktirde; inaniyoruz ki milletimiz ilk seçimde Saadet Partisi'ni güçlü bir sekilde yetkilendirecektir. Iste o zaman da biz; bu yetkilendirmenin tüm gerekliliklerini ve bugün iktidara çözüm olarak sundugumuz tüm adimlari ve daha fazlasini eksiksiz yerine getirecegiz. Biz, milletimizin yüzünü güldürecek, insanimizin omuzlarindaki yükü hafifletecek adimlari atmakta kararliyiz. Bu düsüncelerle beni  dinleme  lütfünda  bulundugunuz için tesekkür eder iyi günler dilerim. Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez Ilçe Baskani Hüseyin Ayva. Afyon HABERI